İlk hikayemiz Amok ve adını ne yapacağını bilmeyecek derecede buhran geçiren, önüne çıkabilecek her şeyi yok etmeye hazır kişilere verilen isimden alıyor ki, bu da Amok Koşucusu'nun kısaltılmışı. Yaptığı bir hata yüzünden ücra bir yerde mesleğini sürdüren doktor ana karakterimiz. Hikayesini bir gemide hiç tanımadığı bir adama anlatırken öğreniyoruz. Bulunduğu semte gelen zengin bir kadının isteğini emirvaki bulduğu ve yalvarmasını beklediği, fakat beklentisine karşılık alamadığı için bu isteği reddeden doktor, kadının (üstü kapalı yazıyorum, okumayanlar için) sorununu başka bir yerde çözmesi ve bunun doğurduğu sonuçlar nedeniyle kendini affetmemesi anlatılıyor. Hikayenin sonunda ise doktorun nasıl bir vicdan azabı içinde olduğu çok iyi anlaşılıyor. İkinci hikaye Bir Çöküşün Öyküsü ise, ismiyle tamamen uyumlu. Ana karakterimiz olan Madam Prie'in, Paris'in seçkin kadınlarındayken, aşıklarının sıraya dizilirken ve ona gıpta ile bakılırken, harika bir hayat sürüp, sarayda söz sahibiyken, sürgün edilmesini, köyüne gönderilmesini ve bunun sonucunda kendisine hazırladığı sonu okuyoruz. Genelleme yapacak olursak, ana karakterlerin duygu ve düşüncelerini, psikolojik durumlarını çok güzel ifade etmiş ve anlatım tarzı mükemmel.