Anadolu'da İslamiyetin Yayılışı

Osman Çetin

Anadolu'da İslamiyetin Yayılışı Posts

You can find Anadolu'da İslamiyetin Yayılışı books, Anadolu'da İslamiyetin Yayılışı quotes and quotes, Anadolu'da İslamiyetin Yayılışı authors, Anadolu'da İslamiyetin Yayılışı reviews and reviews on 1000Kitap.
resmi dilin Farsça olması üzerine
Moğol istilâsından sonra da İran'da yetişen pek çok âlim Selçuklu topraklarına gelip yerleşmişti. İran sahasında İran kültürü ile yetişen ve çoğu İranlı olan bu âlimler, bir taraftan medreselerde, diğer taraftan yerleştikleri bürokrasi içerisinde İran kültürünün temsilcileri oldular. Selçukluların resmî dil olarak Farsçayı kabûl etmeleri de tamamen bu gerçeklere dayanıyordu. Karamanlıların Türkçeyi resmî dil ilân etmelerine rağmen bir müddet sonra tekrar Farsçaya dönmeleri İran kültürünün ve Farsçanın Anadolu'da ne kadar köklü bir şekilde yayıldığını ve bürokrasinin henüz Türkçeyi kullanacak seviyeye gelmediğini göstermektedir.
Sayfa 216 - Marifet YayınlarıKitabı okudu
Altun-aba Medresesı vakfiyesinde, «hâzinü'l-kütüb»ün belli bir para karşılığında dışarıya kitap verebileceği ve kitap iade edildikten sonra bu paranın geri verileceğine dâir hükümler; kütüphanecilikte oldukça ileri anlayışın varlığına işaret etmektedir.
Sayfa 216 - Marifet YayınlarıKitabı okudu
Reklam
dervişlerin ihtidaya vesile olmaları üzerine;
«Menâkıb-ı Evhadü'd-Din Kirmanî»de Şeyh'in, Diyarbakır'da bulunduğu bir sırada, şehrin dışında bulunan bir kiliseye gittiği ve yaptığı bir mübahase sonunda kilisenin rahiplerinin hepsinin müslüman oldukları anlatılır.
Sayfa 185 - Marifet YayınlarıKitabı okudu
Kapadokya'daki mağara kiliselerden biri olan Kırk Dam'daki Sen Jorj kilisesinde, yan yana duran ve biri kadın olan üç insan tasvirini gösteren bir duvar resmi vardır. Erkek resimlerinden birisi başında sarığı ile Sultan II. Mes'ud'u göstermektedir.
Sayfa 169 - Marifet YayınlarıKitabı okudu
Moğol istila zamanları;
Uc sahalarının «Dârü'l-İslâm»ın sınırı olması, buradaki mücadelelere az çok dinî bir mahiyet, bir mukaddes cihad rengi verdiği için, bu mücahid dervişler (Alperenler), bazan da bu kisveye bürünmüş muhtelif akidelere malik türlü türlü insanlar, şamanist rûhanîlere (Bahşîler) benzeyen serseri derviş zümreleri, ya samimî olarak gaza etmek veya zahiren gaza etmek, hakikatte ise bir medar-ı maişet bulmak için buralara geliyorlardı. Bunlardan bir kısmı köylere ve göçebeler arasına dağılarak kuvvetli bir Hétérodoxie (Râfızî) propagandası yapan ve hattâ bu propagandalarını hristiyanlara bile teşmil eden Türkmen dervişleridir. Şehir ve kasabalara gelerek yerleşen diğer bir kısmı ise, bunlardan büsbütün farklı Sünnî tarikatlara mensup kimselerdir.
Sayfa 165 - Marifet YayınlarıKitabı okudu
Farsçanın resmi dil olduğu kadar kültür dili olarak da kullanılmasının, daha çok medreseler çevresinde toplanan, aydın şehir halkının önemli ölçüde Fars kültür ve düşünce tarzını benimsemesine te'siri olmuş; buna karşılık Yesevilik gibi Orta Asya menşeli ve eski Türk hayatından çizgiler taşıyan tarikatlara mensup şeyh ve dervişlerin şehirlerden çok göçebe Türkmen toplulukları arasındaki dolaşarak onların dini duygularını okşamaları, Anadolu'da farklı kültür yapısına sahip iki ayrı sınıfın teşekkülüne sebep olmuştu. Öyle ki, XIII. yüzyılda, özellikle Moğol istilâsı döneminde ortaya çıkan karışıklıklar âdeta bir Türk-Fars kültür mücadelesi hâline büründü.
Sayfa 164 - Marifet YayınlarıKitabı okudu
Reklam
29 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.