Anadolu'ya ve İran'a Seyahat

Josaphat Barbaro

Sayfa Sayısına Göre Anadolu'ya ve İran'a Seyahat Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Anadolu'ya ve İran'a Seyahat sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Anadolu'ya ve İran'a Seyahat kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tana'ya dönerken şehrin kapısına vardığımda, şehrin oldukça güzel burcuna gözüm takıldı. Dikkatle aynı burca bakan bir Tatar tüccara "Ne düşünüyorsun? Acaba bu burç güzel bir şey değil mi?" diye sordum. O gülümsedi ve "Her kim burç inşa ediyorsa korkuyordur." diye cevap verdi.
Bazı insanlar bir diğerinden ayrılınca, bir daha asla onlarla karsilasmayacagini düşünürler ve dostluk sözünü kolayca unuturlar. Dostluk için gerekli olan adetleri ve gelenekleri yerine getirmezler. Bu tasavvurun hatalı olduğu tecrübe edilmiştir. Çünkü dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur.
Reklam
Bazı insanlar bir diğerinden ayrılınca, bir daha asla onlarla karşılaşmayacağını düşünürler ve dostluk sözünü kolayca unuturlar. Dostluk için gerekli olan âdetleri ve gelenekleri yerine getirmezler. Bu tasavvurun hatalı olduğu tecrübe edilmiştir. Çünkü dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur.
Sayfa 24 - Yeditepe YayıneviKitabı okudu
İnsanoğlunun gücü o kadar acizdir ki, dünyanın mühim bir kısmını görebilmiş olan çok az kişi bulunabilir.
Onlardan bazılarına, bozkırı geçerken ne yediklerini sorduğumda, bana “Bir insan açlıktan niçin ölür?” diye sorup “Eğer benim hayatta kalmak için çok az bir şeyim olsa yeter.” dediler. Doğrusu bu kavim, otları, bitki köklerini ve ele geçirdikleri her şeyi yemekle işlerini çok iyi görüyorlardı. Tuza ihtiyaçları yok. Eğer tuzdan tadarlarsa ağızları öyle yanıyor ve tatsızlaşıyor ki bu yüzden içlerinden bazıları ölüyor. Bu tür maddeler genellikle kanlı ishale sebep oluyor.
Seyahat
Şimdi söyleyeceğim manzarayı birinin görmüş olacağından veya buna inanacağından ümitli değilim. Çünkü bu kadar insan nasıl oluyor da bütün günlerini yolculukla geçiriyor, yiyeceklerini nereden getiriyorlar ve öteberilerini nereden temin ediyorlar diye ne kadar çok soruyorlar. Onların yaşantısına tanık olmuş biri olarak ben bu sorulara şöyle cevap veriyorum: Yaklaşık olarak şubat ayında ordunun her tarafında, çiftçilikle uğraşan herkesin mart ayında filan yerde ekin ekmek için hazır olmaları, o ayın belli bir gününde herkesin o yere gitmeleri gerektiği ilân ediliyor. Emir ilân edilince, ekip biçme işiyle meşgul olanlar, hazırlanıp diğerleriyle uyum halinde tohumlarını, ihtiyaç duydukları hayvanlarını, davarlarını, kadınlarını ve çocuklarını ya da onlardan bazılarını at arabalarına yüklüyorlar. Daha sonra, belirlenen mahale gidiyorlar. Burası, genellikle, çadırlarını kurdukları yerden iki günlük yol mesafesinden daha uzak değil. Orayı ekip işlerini bitirene kadar kalıyorlar. Ondan sonra orduya geri dönüyorlar.
Sayfa 42 - Çamlıca Basım YayımKitabı okudu
Reklam
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.