Anahtar

S. Mare

Anahtar Gönderileri

Anahtar kitaplarını, Anahtar sözleri ve alıntılarını, Anahtar yazarlarını, Anahtar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kolları biraz daha sıkılaştığında neredeyse kaburgalarının arasında bana yer açacaktı. Hem sıcaklık hem de milim kıpırdayamamak nefesimi kesiyordu. Kokusu... Kokusundan ise hiç bahsetmiyorum. "Ne yapıyorsun?" dedim geri çekilmeye çalışarak. Sanki zincirlerle sarılmış gibi yine kıpırdayamadım. "Damien nefes alamıyorum. Bırak beni!" Beni dikkate almadan yüzünü boynuma gömdü ve "Kokuna kokusu karışmış!" dedi. "Damien!" dedim nefes nefese. Daha fazla havaya ihtiyacım vardı, boğuluyor gibiydim. "Damien, bırak!" "Aynı hissi vermiyor, değil mi?" dediğinde şaşkın çıkan sesimle, "Ne?" dedim. Bu kapana kısılmışlık duygusu gitgide paniklememe neden oluyordu. Birdenbire ne olmuştu bu şeytana böyle? "Dokunuşum onunla aynı hissi vermiyor." "Evet, vermiyor!" diye bağırdım dayanamayarak. "Çünkü o anakonda gibi sarıp beni boğmuyor. Sadece elimi tutuyor ve uyumama yardımcı oluyor. Hem bunun ne önemi var ki? O bir melek, elbette bir olamazsınız. Sen sadece acı vermek için dokunuyorsun, o ise senin aksine huzur veriyor.
Sayfa 193Kitabı okudu
Söylesene Melekçik, senin derdin ne?" dediğinde bana doğru eğildiği için su onu da ıslatıyordu. "Derdim beni öldürmek istemen," diye bağırdım. "İstiyorsun ama yapmıyorsun. Aksine beni sürekli kurtararak çelişkide bırakıyorsun. Biliyorum ki şeytani özüne yenilip bunu bir gün yapacaksın. Yanındayken, sürekli beni ne zaman öldüreceğin düşünüyorum. Sen bana ölmeden Araf'ı yaşatıyorsun. Söylesez sana nasıl davranmamı bekliyorsun?" Başını yana eğdi ve sözlerimi tekrarladı. "Yanındayken, sürekli beni ne zaman öldüreceğini düşünüyorum. Sen de bana ölmeden Araf'ı yaşatıyorsun Melekçik. Peki, sen söylesene, ben sana nasıl davranayım?" Afalladım. "Seni ö-öldürmek istemiyorum ben." "İsteyip istememen kimin umurunda, sorun bunu yapacak olman." "Böyle bir şey yapmam," diye itiraz ettim. Ben onu gerçekten hiç öldürmek istememiştim ki. Bu sözler de neyin nesiydi şimdi? "Yapacaksın, beni zavallı bir insana çevirip güçsüz düşürecek, acı içinde kıvrandıracak ve ölümüme sebep olacaksın. İstediğin de bu değil miydi? Dün yaptığın şey beni önemsediğinden falan değildi, sen intikam istiyorsun. Beni bir zavallıya çevirip benden intikam alacaksın."
Sayfa 418Kitabı okudu
Reklam
“Ölürken korkunun... artık bir... anlamı kalmıyor.” “Ölmüyorsun kaybolmuş!” dedi üzerine basa basa. “Bana... şöyle seslenme!” “Nasıl sesleneceğimi ben seçerim kaybolmuş melek,” dedi itiraz etmeme izin vermeyen bir tonda. “Sen nesin? Söylesene!” dedim birden ama gözlerimi inatla ona çevirmedim. Gözlerinin kızılı beni kavuracakmış gibi geliyordu. Sessiz geçen birkaç saniye, muhakeme yaptığının kanıtıydı. Sonunda konuştuğunda, “Zaten unutacaksın,” dedi. “Bilmenin önemi yok.” “Unutmak mı?” “Bana bak!” diye emretti. “Bu iş fazla uzadı.” “Sana bakmak... cehenneme bakmak... gibi,” diye mırıldandım. Yine kollarıma pençelerini geçirdi ve az önceki tezimi yerle bir etti. Acıyı hissediyordum. Aslında onun bana yaptığı her şeyi hissediyordum. “Bana bak!” Neden ona bakmamı istediğini bilmiyordum. Belki de korkum onu eğlendiriyordu. Yine de ona itaat etmedi gözlerim. “Sana bakmamı istiyorsan... ne olduğunu... söyle!” “Gerçekten bilmek istiyor musun?” “E-evet.” Sesimdeki tereddüdü yok sayıp tekrarladım. “Evet.” “Alastor! Lucifer'ın en güvendiği askeriyim.” Duraksayıp, “Askeriydim,” diye düzeltti. “Ta ki o itaat edilmeye layık olmayana kadar.”
Silah sesleri yükselmeye başladığında kör olmadığımı anladım çünkü yukarıdan gelen ay ışığının aydınlattığı yüz şeytanın ta kendisine aitti. Etrafımdaki karanlık ise bana doladığı gece siyahı kanatlarıydı. Önce korku dolu yüzüme baktı, sonra sanki şu an ölümle yüz yüze değilmişiz gibi anlamsız bir biçimde sırıttı. Bana sarılırmış gibi uzanıp ellerimi çözdüğünde yakınlığı bir an nefesimi kesti. "Merhaba Melekçik! Geç kalmadım, değil mi? Eğlenceye bensiz başladığınızı düşününce biraz kırılmıştım açıkçası." Serbest kalan ve titreyen ellerimi göğsüne dayadığımda onu iteceğimi sanmış olmalı ki kaşları çatıldı ama benim yaptığım tüm gücümle göğsüne bir yumruk indirmekti. "Lanet olası iblis! Nerelerdeydin ha?" "Havai'de, güzel bikinili kızlar var diye duymuş-" Yüzüne indirdiğim ikinci yumruk sözlerini havada asılı bırakırken gözleri şaşkınlıkla büyüdü. Arkamızda hiç durmadan devam eden kurşun seslerini ikimiz de duymuyor gibiydik. Kanatları kurşun geçirmiyor olabilirdi belki ama yüzü yumruğumdan nasibini güzel almıştı. "Sen bana vurdun mu?" dedi şaşkın çıkan sesiyle. Yumruğum tekrar yüzüne inecekti ki elimi avucunun arasına alıp bu kez beni engelledi, öfkelenmesini beklemiştim ama o şaşkın ifadesini silip gülünce daha da sinirlendim. "Beni ne kadar da çok özlemişsin? Şu an bu ateşli halini söndürebilirdim ama..." Sesindeki keyif silindi ve kurşun sesleri de o an kesildi. "Ne yazık ki yapmam gereken bir katliam var."
Sayfa 452Kitabı okudu
“Kafamı allak bullak ediyorsun melek. Hem canın yansın istiyorum hem de yanan canına rağmen bana gelmeni bekliyorum. Bana itaat et istiyorum ama karşı koyman da hoşuma gidiyor. Bana hem uzak hem de yakın ol istiyorum. Seni öldürmeyi delice istiyorum ama buna rağmen gözlerimin önünden ayrılmanıda istemiyorum. Aslında ne istediğimi ben bile bilmiyorum.”
Sayfa 268Kitabı okudu
"Bir meleğin öldüğü yerde başka bir melek yeniden doğdu." Ve bir meleğin yeniden doğduğu yerde bir insanın ruhu ebedi esarete mahkûm oldu.
Sayfa 502 - Epsilon YayıneviKitabı okudu
Reklam
164 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.