Anahtar

S. Mare

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Söylesene Melekçik, senin derdin ne?" dediğinde bana doğru eğildiği için su onu da ıslatıyordu. "Derdim beni öldürmek istemen," diye bağırdım. "İstiyorsun ama yapmıyorsun. Aksine beni sürekli kurtararak çelişkide bırakıyorsun. Biliyorum ki şeytani özüne yenilip bunu bir gün yapacaksın. Yanındayken, sürekli beni ne zaman öldüreceğin düşünüyorum. Sen bana ölmeden Araf'ı yaşatıyorsun. Söylesez sana nasıl davranmamı bekliyorsun?" Başını yana eğdi ve sözlerimi tekrarladı. "Yanındayken, sürekli beni ne zaman öldüreceğini düşünüyorum. Sen de bana ölmeden Araf'ı yaşatıyorsun Melekçik. Peki, sen söylesene, ben sana nasıl davranayım?" Afalladım. "Seni ö-öldürmek istemiyorum ben." "İsteyip istememen kimin umurunda, sorun bunu yapacak olman." "Böyle bir şey yapmam," diye itiraz ettim. Ben onu gerçekten hiç öldürmek istememiştim ki. Bu sözler de neyin nesiydi şimdi? "Yapacaksın, beni zavallı bir insana çevirip güçsüz düşürecek, acı içinde kıvrandıracak ve ölümüme sebep olacaksın. İstediğin de bu değil miydi? Dün yaptığın şey beni önemsediğinden falan değildi, sen intikam istiyorsun. Beni bir zavallıya çevirip benden intikam alacaksın."
Sayfa 418Kitabı okudu
Celladım ağır ağır yüzünü bana döndü. “Anlaşmaya sürmediğim şartı şu an gerçekleştirmemi istemiyorsan bence susmalısın.” “A-anlaşmada olmayan bir şeyi gerçekleştiremezsin.” Başını hafifçe yana yatırdı. “Kim demiş?” “Karakterli bir insan bunu yapmaz.” “Birincisi, ben insan değilim,” dedi. “Ve ikincisi, karakterli şeytan diye bir şey yoktur.”
Sayfa 119Kitabı okudu
Reklam
︎"Buenos dias (günaydın)' millet! Yeryüzünün en güzel varlığına günaydın yok mu?" -"Ambriel! Ne zaman geldin?" ︎"Birkaç saat önce hava yoluyla ama hava durumunu öğrenmem biraz kötü oldu ve ıslandım. Peki,ben ıslanınca ne olur biliyor musun? " Hafifçe ona doğru eğilip sır verir gibi fısıldadı. ︎"Acayip seksi oluyorum. "
Sayfa 162 - Blake-KevinKitabı okudu
Kolları biraz daha sıkılaştığında neredeyse kaburgalarının arasında bana yer açacaktı. Hem sıcaklık hem de milim kıpırdayamamak nefesimi kesiyordu. Kokusu... Kokusundan ise hiç bahsetmiyorum. "Ne yapıyorsun?" dedim geri çekilmeye çalışarak. Sanki zincirlerle sarılmış gibi yine kıpırdayamadım. "Damien nefes alamıyorum. Bırak beni!" Beni dikkate almadan yüzünü boynuma gömdü ve "Kokuna kokusu karışmış!" dedi. "Damien!" dedim nefes nefese. Daha fazla havaya ihtiyacım vardı, boğuluyor gibiydim. "Damien, bırak!" "Aynı hissi vermiyor, değil mi?" dediğinde şaşkın çıkan sesimle, "Ne?" dedim. Bu kapana kısılmışlık duygusu gitgide paniklememe neden oluyordu. Birdenbire ne olmuştu bu şeytana böyle? "Dokunuşum onunla aynı hissi vermiyor." "Evet, vermiyor!" diye bağırdım dayanamayarak. "Çünkü o anakonda gibi sarıp beni boğmuyor. Sadece elimi tutuyor ve uyumama yardımcı oluyor. Hem bunun ne önemi var ki? O bir melek, elbette bir olamazsınız. Sen sadece acı vermek için dokunuyorsun, o ise senin aksine huzur veriyor.
Sayfa 193Kitabı okudu
Silah sesleri yükselmeye başladığında kör olmadığımı anladım çünkü yukarıdan gelen ay ışığının aydınlattığı yüz şeytanın ta kendisine aitti. Etrafımdaki karanlık ise bana doladığı gece siyahı kanatlarıydı. Önce korku dolu yüzüme baktı, sonra sanki şu an ölümle yüz yüze değilmişiz gibi anlamsız bir biçimde sırıttı. Bana sarılırmış gibi uzanıp ellerimi çözdüğünde yakınlığı bir an nefesimi kesti. "Merhaba Melekçik! Geç kalmadım, değil mi? Eğlenceye bensiz başladığınızı düşününce biraz kırılmıştım açıkçası." Serbest kalan ve titreyen ellerimi göğsüne dayadığımda onu iteceğimi sanmış olmalı ki kaşları çatıldı ama benim yaptığım tüm gücümle göğsüne bir yumruk indirmekti. "Lanet olası iblis! Nerelerdeydin ha?" "Havai'de, güzel bikinili kızlar var diye duymuş-" Yüzüne indirdiğim ikinci yumruk sözlerini havada asılı bırakırken gözleri şaşkınlıkla büyüdü. Arkamızda hiç durmadan devam eden kurşun seslerini ikimiz de duymuyor gibiydik. Kanatları kurşun geçirmiyor olabilirdi belki ama yüzü yumruğumdan nasibini güzel almıştı. "Sen bana vurdun mu?" dedi şaşkın çıkan sesiyle. Yumruğum tekrar yüzüne inecekti ki elimi avucunun arasına alıp bu kez beni engelledi, öfkelenmesini beklemiştim ama o şaşkın ifadesini silip gülünce daha da sinirlendim. "Beni ne kadar da çok özlemişsin? Şu an bu ateşli halini söndürebilirdim ama..." Sesindeki keyif silindi ve kurşun sesleri de o an kesildi. "Ne yazık ki yapmam gereken bir katliam var."
Sayfa 452Kitabı okudu
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.