Tarih olgusunu, resmi (ataerkil) tarih dışına çıkarak dişil ve resmi tarihe göre daha objektif bir şekilde ele alınarak, insan nüfusunun yarısını oluşturan ve güncel tarih yazımında eve kapatılarak sessiz bırakılan büyük bir kalabalığın tarihinin ve buna bağlı olarak psikolojisinin işlendiği güzel bir eser.
Tarih yazımında özellikle özel mülkiyet sorununu ele alarak ilerlemiş olması oldukça isabetli ve doğrudan sorunun kaynağına inen bir yaklaşım ortaya konmasına sebep olmuş. Çünkü tarım toplumuna geçişle birlikte değişen toplumsal şartlar ve ortaya çıkan özel mülkiyet sorunu bugün yaşanılan tüm sorunların özünü oluşturmakta. Bu öyle bir sorun ki erkeğin, kadının doğurganlığı, namusu, ekonomisi vb konularına bile mülkiyet bilinciyle yaklaşmasına neden olmakta ve toplumsal eşitsizlik sorununun kalıtsal hale dönüşmesine neden olmakta. Hüseyin Kızılkaya da bu noktada çok güzel bir eser ortaya koymuş ve kadını eve kapatarak despot bir düzenin inşasını oluşturan ataerkil hastalığı bir çok yönüyle ifşa etmektedir. İlgilisi için mutlaka tavsiye ettiğim eserlerden biridir bu. Keyifli okumalar dilerim.