Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Annedili Sözleri ve Alıntıları

Annedili sözleri ve alıntılarını, Annedili kitap alıntılarını, Annedili en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Yazı odasına girdim. Harfler kumaşların üzerinde bekliyorlar beni. Bugün bazılarının yüzünde vakur bir ifade var, kendi kalplerinin coş- kunluğunu dinliyorlar; bazısının gözleri tamamen, bazısının da yarı kapalı... “
“Bir keresinde, şehirlerarası bir trenin lokantasında bir masada oturuyordum, diğer masada bir adam vardı, bir kitaba kaptırmıştı kendini, acaba ne okuyor diye düşündüm. Yemek listesiydi. Annedilimi belki şehirlerarası trenin lokantasında kaybettim.”
Reklam
“Atatürk’ün ölüm günlerinde hançerim yırtılırcasına şiirler okurdum, ama o tuttu Arap alfabesini yasakladı, oysa buna mecbur değildi. Bu yasak kafamın yarısının kesilmesi gibi bir şeydi. Ailemin bütün isimle- ri Arapça: Fatma, Mustafa, Ali, Semra...”
Almanya’da ne yapıyorsunuz?” diye sordu kız. “Ben kelime toplayıcısıyım.” İbni Abdullah’ı, ruhumun içindeki ruhu düşündüm ve annedilimde bir kelime daha anımsadım: Ruh, Seele de- mektir.” “Seele, Ruh demektir,” dedi kız. “
“Bildiğin gibi değil, her şey tastamam anlatılmıyor…”
“Sürgünü seçen yahut sürülen kişi göçün nihai bir sonucu olarak “dört bir yana saçılmış bir tarihsel miras ile heterojen bir şimdiki zaman arasında” kendisini evde hissetmek ister fakat o artık köken kültür için bir yabancıdır.”
Reklam
“Vücudumdaki İbni Abdullah’la konuştum: “Aşk ateşten bir gömlektir. Kalbimin üzerine taş bas. Sevgilim kaşlarının beni yaktığını görsün diye kalbim hangi dilden konuşsun...”
“Ağzımdan harfler çıktı. Kimisi bir kuşa benziyordu, kimisi üzerine ok saplanmış bir kalbe, kimisi bir kervana, kimisi uyuklayan develere, kimisi bir ırmağa kimisi, kimisi rüzgarda uçuşan ağaçlara, kimisi yü- rüyen bir yılana, kimisi yağmur ve rüzgar altında üşüyen nar ağaçlarına...”
“Eğer babam beni çıraklık edeyim diye sizin yanınıza getirseydi, elinize teslim edip şöyle derdi: “Usta işte eti sizin kemiği benim, ona hocalık edin, eğer söylediklerinize gözünü, kulağını, kalbini açmazsa ensesine şaplağı indirin, dayak atan hocanın eli cennetten çıkmadır, vurduğu yerde gül biter.”
“Almanya’ya göçen “işçi kardeş” tek göz odada, memleket hasretli, zor yaşarken öğrendiği kelimeler kadar sorumlu gibi gurbetten. Sınır kapısından gidenin de dönenin de arkasından bakanlarladır ya biraz da hayat. Böyleyken de gurbet ve sıla birbirinin üzerine katlanmaya devam edecek gibidir. Hayat da katlanmaya dair değil midir ki zaten?
61 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.