Selim İleri'nin annesinin ölümünün ardından yazmış olduğu oldukça kısa ama etkileyici yazılardan oluşuyor.Anne ve babasının tanışması,evliliği,annesinin tanıdıkları, ve eğitimi anılar... En çok da hastalandığı dönemde yaşadıkları etkiledi beni .
Sevdiğim bir şiiri okurken, bir romanı, bir öyküyü ya da bir filmi anlatırken de gözlerim dolar, ağlarım çoğu kez. Karşımdaki kişiler, bundan tedirginlik duyarlar.
"Evet her şey çürüyor, her şey...
İnsanlar çürümeyecekler mi? Eylûlde, sanki bahara hasret çeken melûl bir tazelik, sanki üzerine çöken kışın, kendini mahvetmek isteyen sonbahara rağmen devam etmek, yine bahar olmak mücadelesi vardır; fakat bunun muhtaç olduğu şeylerden mahrumdur ve kendisinde de dayanmak takati kalmamıştır, tabiat da bunu anlamış gibi acı bir düşünceyle üstüne çöken ıssızlığın, matemin altında ezilerek durur. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın, ne kadar dayanabilirse dayansın kışın çıkıp geleceği, artık her şeyin, her ümidin bittiğini, buna tahammül lazım geldiğini anlamaktan doğan bir takatsizlik ile ağlar...
Ne renk, ne de güzel koku...
İşte yapraklar ölüyor...
Rüzgâr insafsız, yağmur inatçı;
her şey çürüyor, oh!.. Her şey çürüyor!.."
Mehmed Rauf/Eylül