Antik Mezopotamya - Var Olmamış Cennet

Susan Pollock

Antik Mezopotamya - Var Olmamış Cennet Sözleri ve Alıntıları

Antik Mezopotamya - Var Olmamış Cennet sözleri ve alıntılarını, Antik Mezopotamya - Var Olmamış Cennet kitap alıntılarını, Antik Mezopotamya - Var Olmamış Cennet en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İlahlarla ilgili ilk kavramsallaştırmalar onlarla doğa ve çiftçilik, hayvancılık ve vahşi hayvan ve bitkilerden faydalanmak gibi doğanın insan tarafından kullanımı arasındaki hiyerarşik ilişkilerin eşitsizliklerin doğal dünyanın meşru ürünleri olarak temsik edilmesi için insan dünyasına da aktarılıyordu.
Sayfa 255
Mezopotamya genellikle "medeniyetin beşiği" olarak; tarım, yazı, devletler, kentler, kanun hükümleri gibi kültürel mirasımızın parçası addettiğimiz çok sayıda ayırt edici özelliğin doğduğu düşünülen bölge olarak tanımlanır. Ancak Mezopotamya uygarlığının (ya da başka herhangi bir uygarlığın) kazanımlarının hep bir bedeli olmuştur. Gördüğümüz gibi, uygarlığa damga vuran kazanımlar dezavantajlarıyla ve genellikle daha az arzu edilen gelişmelerle birlikte geliyor. Uygarlıklar tarlaları süren, giysileri dokuyan, anıtları inşa eden ve zengin ve güçlülerin hayat tarzları için gerekli kaynakları sağlayan üyelerinin önemli bir kısmının sistematik sömürüsü üzerinde yükselir.
Sayfa 251
Reklam
Antonio Gramsci'nin öne sürdüğü gibi toplumsal gruplar kendiliklerinden birleşik birimler oluşturmazlar, birliğin devamlı üretilmesi gerekir.
Sayfa 202
Alüvyal düzlükler ve çevre alanlarda bitki örtüsünü büyük ölçüde değiştirenler arasında çiftçiler, göçebe çobanlar ve sürüleri de bulunuyordu. Bu düzlükleri çevreleyen dağ ve dağ eteklerindeki ağaç ve diğer odunsu bitkilerin kereste ve yakacak olarak kullanımı geniş alanların ormansızlaştırılmasına katkıda bulunmuştur; örneğin Zagros Dağları'nın bir zamanlar ormanlık olan yamaçları bugün büyük oranda keldir. Koyun ve keçi sürülerinin otlaması ve yayılması ormanların yeniden oluşumunu engellemiştir. Odunsu bitkilerin yakacak olarak toplanması alüvyal düzlüklerdeki çok yıllık bitki örtüsünün önemli bir kısmını yok ederken, bunların yeniden çoğalmasının önüne de yine sürüler geçmiştir.
Sayfa 57
Metinlerin çoğunun geleneksel biçimleri bir tür merkezi eğitimin ve tek biçimliliğinin göstergesidir. Ayrıca yazılı belgelerde kullanılan dilin sargon hanedanlığı döneminde Sümerceden Akadcaya ve daha sonraki III. Ur Hanedanlığı döneminde tekrar tümüyle Sümerceye dönmesi de aynı duruma işaret etmektedir. Sargon hanedanlığı örneğinde olduğu gibi
Sayfa 198
Alüvyal ova sakinlerinin yerel malzemeyi kendi ihtiyaçlarına uydurma hüneri insan ihtiyaçlarının verili olmadığı, toplumsal olarak yaratıldığı ve son derece esnek olduğu savını güçlendiriyor.
Sayfa 62
Reklam
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.