Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Antik Yunan

Umberto Eco

En Eski Antik Yunan Sözleri ve Alıntıları

En Eski Antik Yunan sözleri ve alıntılarını, en eski Antik Yunan kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“...çünkü Yunan matematiği sonsuzluktan korkardı ve Pythagorasçular sonsuzluk ve sınır konamayan şeyler karşısında derin bir korkuya kapılır, sayılar yoluyla gerçekliği sınırlamaya, düzenlemeye ve anlaşılır kılmaya çalışırlardı.”
Sayfa 21 - Alfa Yayınları
“İnançsızlar, Platon, Aristoteles ve Stoacılar tarafından ortaya atılmış bir ahlakı temel alır, inananlar da bu ahlakı Hristiyan ahlakının ilkelerine zıt bulmazlar, zaten ilk Kilise Babaları da Yunanca düşünüp yazardı.”
Sayfa 21 - Alfa Yayınları
Reklam
Yunan mükemmellik geleneği, kalos (genel anlamda “güzel” olarak tercüme edilir) ile agathosun ( genelde “iyi” olarak tercüme edilir, ama çeşitli olumlu değerleri kapsar) bileşiminden oluşan kalokagathia kavramıyla temsil edilirdi. Kalos ve agathosun özü itibariyle Anglo-Sakson dünyada gentleman adı verilen, yani haysiyet, cesaret, zerafet ve yeteneğin yanı sıra spor, savaş ve ahlak alanlarında gurur verici meziyetlere sahip aristokratik kişileri tanımladığı belirtilmiştir.
Sayfa 14 - Alfa Yayınları
Perikles’in, Atina’ya övgüler yağdırdığı söylev:
“... yoksulluğu utanç verici saymayız; yoksulluktan kurtulmak için hiçbir şey yapmamak daha utanç vericidir.”
İlyada ve Odysseia, Yunanların “kutsal” kitapları, “kavim ansiklopedileri”dir. (Eric Havelock)
Sayfa 28
“Siyasi sistemimize (...) idarenin birkaç kişinin değil, çoğunluğun elinde olmasından dolayı demokrasi denir.”
Reklam
Antikçağ
Batı uygarlığı özellikle de Avrupa uygarlığını düşünürken, heykeltıraşlığı, mi­marisi, edebiyatı, felsefesi ve bilimi dahil olmak üzere bütün mükemmelliğiyle "Yunan mucizesi"ni göz önüne getirmemeye imkan yoktur. Avrupa kültürü Ya­ hudi-Hıristiyan düşüncenin etkisi altında kaldıysa, bu etki Yunanların (ve Eski Roma'nın) süzgecinden geçmiştir, hatta Kitabı Mukaddes'in bile yüzyıllar boyu sadece Latince versiyonu bilinir.
Antik Çağa giriş
Müzelerimizde gördüğümüz bembeyaz mermerden Aphrodite veya Apollon heykelleri idealleştirilmiş bir güzellik sergiler. Polykleitos'un MÔ V.yüzyılda yarattığı ve sonradan Kanon adı verilen bir heykelde ideal oran için gerekli kuralların hepsi ahenk içinde özetleniyordu; daha sonra Vitruvius, bedenin en doğru orantılarını tespit edecektir. Bu güzellik düşüncesi ışığında bu oranlan yansıtmayan bütün varlıkların çirkin görülmesi doğaldı. Ama antikçağda yaşa­yanlar güzelliği idealleştirirken, neoklasisizm antikçağda yaşayanları idealleş­tirir ve (genelde Doğulu geleneklerin etkisi altında) bütün düsturları reddeden hantal, grotesk ve orantısız varlıkların da tasvirlerini Batı geleneğine aktar­dıklarını unutur. Yunan mükemmellik geleneği, kalos (genel anlamda "güzel" olarak tercüme edilir) ile agathosun (genelde "iyi" olarak tercüme edilir, ama çeşitli olumlu de­ğerleri kapsar) bileşiminden oluşan kalokagathia kavramıyla temsil edilirdi. Kalos ve agathosun özü itibariyle Anglo-Sakson dünyada gentleman adı veri­len, yani haysiyet, cesaret, zarafet ve yeteneğin yanı sıra spor, savaş ve ahlak alanlarında gurur verici meziyetlere sahip aristokratik kişileri tanımladığı be­ lirtilmiştir. Yunan uygarlığı bu ideal ışığında fiziksel çirkinlikle ahlaki çirkinlik arasındaki ilişki konusunda kapsamlı bir edebiyat geliştirmiştir.
Arkeologlarsa, Dor halkına atfedilebilecek herhangi bir insan yapımı nesne­nin bulunmamış olmasına dayanan kesin veriler temelinde Dorların varlığına inanmaz. Nitekim Dorlar herhangi bir maddi iz bırakmamışlardır; bundan do­layı mantıklı bir kararla Darlar farklı bir lehçeyle -Dor adı verilen, sesli harfle­ri daha uzun bir lehçe- konuşan Yunanlar olarak tanımlanmaya başlanmıştır. Bu kitaptaki yazılarda da bu yöntem izlenmiş ve her yazarın görüşlerine saygı çerçevesinde soy ve ulus kavramları ve İyonyalılar, Darlar ve Aiolialılar ara­sında bir zamanlar kabul gören ayrımlar ve bunlardan kaynaklanabilecek her türlü tehlikeli sonuçlar mümkün olduğunca ciddiye alınmıştır.
Antik Yunan'da Karanlık Çağ
Myken uygarlığının çöküşünün nedenleri ne olursa olsun, MÔ XII. yüzyılda ortaya çıkan bambaşka bir toplumdur, yazıdan yararlanmaz ve bir sarayın etrafında şekillenmemiştir. Karanlık çağlar terimiyle Myken uygarlığının çöküşü ile Yunanistan'in şehir devletlerinin oluşumu arasındaki yüzyıllar kastedilir. Bu terim XIX. yüzyıl sonlannda, dönemin bir altın çağı olan -ve Homeros'un şiirlerinde yansıttığına inanılan- Myken çağının sonu ile "tarih­ ten yoksun" bir dönemin başı anlamına geldiğini göstermek amacıyla kulla­ nılmaya başlanı
209 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.