Profesör Brendan Doyle bir milyonerden garip bir iş teklifi alır. Milyoner ona, bir kaç saatliğine zamanda yolculuk yapacak bir gruba katılması ve bu yolculuğa katılabilmek herbirine bir milyon dolara patlayacak entellektüel insanlara bir şairin konuşması esnasında eşlik etmek için yirmibin dolar verecektir.
Brendan Doyle, delinin tekisin dediği milyonere kabul ettiğini bildirir ve hayır milyoner deli değildir. Dünyanın parasını harcayıp zamanda belli tarihlere yolculuk yapmayı çözmüştür ve belki de kanserine çare bulabilecektir.
Zaman deliklerinden birine girip 1810 İngiltere' sine ışınlanırlar. Milyoner' in söz verdiği gibi herkes geri döner, bir çingenenin kaçırdığı Doyle hariç. Yazarın Doyle hakkındaki fiziksel tasviri şaşırtıcıydı. Ne de olsa kahraman değil mi ? Ne güçlü kuvvetli ne de yakışıklı, aksine hafif göbekli ve kel bir tipleme çizmiş. Merak etmeyin sonra sonra her şey yerli yerine oturdu.
Bir büyücü ve Ka' sı ( Kandan büyüyle yaratılan kopyası ), çılgın milyoner, bedenden bedene geçebilen katil köpek yüzlü Joe, korkunç bir palyaço ( Stephen King' in '' O '' kitabındaki gibi, hani neredeyse... ) erkek kılığına girmiş genç bir kadın, Lord Byron ve Ka' sı, dilenciler, çingeneler... Kadro hayli kalabalık. Bazen isimleri şaşırdığımı ve bir an bu kimdi diye düşündüğüm oldu ama konunun ilerleyişi bunu çok da rahatsız edici kılmadı.
Ders çalışmam gerekirken kitabı bırakamadığım ve bu incelemeyi bile yazabildiğime göre bana bir şeyler ifade etmiş, beğenmedim dersem çarpılırım.
