Bir şeyi gerçekten anlamak nedir? Bir şeyi gerçekten öğrenmek nedir?
Bir şeyi öğrendikten sonra eski kendimize göre değişmediysek gerçekten öğrenmiş sayılır mıyız?
1995’te bir kült tarikat Tokyo metrosunda kimyasal gaz kullanarak 12 kişiyi öldürdü. Bu terör sorumluları arasında doktor, avukat, mühendis gibi saygın meslek sāhiplerinin bulunması Japonya’da şok yarattı. Nasıl oldu da bu kadar okumuş, akıllı insan, pejmurde görünümlü, doğru dürüst anlamlı iki lâfı bile bir araya getiremeyen sümüklü bir tarikat lìderinin peşinden gitmişti? Nasıl olmuştu da sıradan Japon vatandaşına deli saçması gibi görünen bu öğretiye inanıp devlete karşı ayaklanmaya kalkışmıştı? Yıllarca aldıkları eğitimin anlamı neydi? Onca bilgi neden onlarda sıradan insanlarda bile bulunacak sağduyuyu oluşturmamıştı? Anatomi uzmanı Yōrō Takeşi hocanın dört milyon satan bu kitabı alevlenen bu tartışmalara başka bir bakış açısı getirdi.
Eğitim şart! Okursa öğrenecek. Anlatırsam anlayacak. Hayır, bāzıları hiçbir zaman anlamayacak! Çünkü farkında olmadan kendi ördükleri bir duvara çarpacaklar, Aptallık Duvarı’na!
Seneca hariç- düşüncelerimi toparlamakta biraz zorlanıyorum açıkçası. Fakat böyle bir kitap ve böyle değerli bir çeviri bir incelemeyi hak ediyor bence, o yüzden bir not düşmeliyim buraya~
Öncelikle kitabın da adı olan "aptallık duvarı" ifadesini çok beğendim
