Kuşların cıvıltısı, suların çağıltısı hasretli kulağına başka türlü aksediyor, bulutların hareket etmesi ve durması, yıldızların arzulu bakışları başka türlü çarpıyor, tabiatın her kıvılcımından, her cilvesinden bir mana çıkarmak istiyordu!
-O kuruntudan, heyecandan, ıztıraptan hoşlanan; o tenhalıklara, o hüzünlü yerlere, o karanlıklara, matemlere meyil gösteren; o derin derin dalgınlıklara, gizli gizli ahlara, sine sine ağlamaklara meftun olan sevda-
Sevda -ki bir insanın yalnız gönlüne değil, akıl ve fikrine elinde olan iradesine, kısacası bütün duygularına, manevî kuvvetlerine hâkimdir- daima şüpheler ve kuruntular içinde bulunmaktan hoşlandığından, kulak ve göz her işittiği, her gördüğü şeyi onun arzusuna göre vermeye mecburdur.
Türk edebiyatının ilk realist romanı olmasına rağmen dili yönünden okurken çok zorladı. Fransızca kelimeler baskın.
Kitapta yabancı hayranlığı, dış görünüşe önem verme, önyargılı davranma, maddiyatçılık gibi konular işlenmiş. Toplumda o zamanlar da sık görülen sorunlara yer verilmiş.
Ana karakterimiz Bihruz Bey, alafranga düşkünü, insanların dış görünüşüne önem veren, babasından kalma miras ile günü gün eden, tutarsız bir genç. Kendi kendine gelin güvey oluyor. Şizofreni teşhisi koydum kendisine :D
Periveş Hanım, Bihruz Bey'in kendisini zengin sanıp aşık olduğu şarışın hanım. Blond diye hitap ediyor Bihruz Bey ona sürekli.
Bu eserin bize vermek istediği ders dış görünüşün bizi yanıltabileceği, bunun yanında insanın olayları kendi istediği gibi algılamayıp gerçeği görmesinin gerektiği, önyargılı davranışların insanı ne derece hataya sürüklediği.
Fransızca kelimelerin fazlalığı okumayı zorlaştırsa da konusu açısından okunası. İyi okumalar...
Araba SevdasıRecaizade Mahmut Ekrem · Şule Yayınları · 201425.4k okunma