Klasiklere olan önyargım kırılıyor yavaştan.İntibahtan sonra ,Araba Sevdası da başka bir klasik okumamın yolunu açacak.Şunu da söylemeden geçemeyeceğim.Şuanda karşı karışıya olduğumuz bir durum var ki bu yeni değilmiş.Eskiden de Türkçe ile Fransızca karışık konuşanlar varmış tıpkı şimdinin plaza dili gibi ya da bazı gençlerin kendilerini göstermek amaçlı İngilizce Türkçe konuştukları gibi.Türk dilini ve kültürünü sevmeyen zengin bir delikanlının Fransız kültürüne,diline hayranlığı,zevke ,paraya,markaya düşkünlüğü,tembelliği,vurdumduymazlığı araba sevdası ile anlatılıyor.Arabasına ve elbette dış görünümüne düşkün olan Bihruz Bey,bir gezinti esnasında bir kadın görür.İstediği gibi gitmeyen bu ilişki onda bir takıntı haline gelir.Ancak çok uzun zaman sonra tekrar gördüğünde kadını tanımayacaktır.Çünkü Bihruz Bey dünyayı dış görünümden ibaret olarak algılar.Buraya kadar ipucu vermeden kitabın konusunu anlatmaya çalıştım.Bir de çıkarımlar var.
•Tavşan dağa küsmüş,dağın haberi olmamış.
•Hazıra dağ dayanmaz.
•Ye kürküm ye
Her ne kadar yazarımız bahsetmiş olsa da söylemeden geçemeyeceğim.Türk dili harika bir dildir.Bu dilde şiir yazılmaz,ahenk yoktur diyenin alnını karışlarım.Her duyguyu anlatmanın binlerce yolu var.Benzetmelerimiz,deyimlerimiz,atasözlerimiz o kadar zengin ki.Umarım toplumumuzdaki yozlaşma bir an önce son bulur.Kitapla kalın.
