Recaizade Mahmut Ekrem'in 1889 yılında yazdığı halde 10 sene sonra yayımlanan romanı.
Konusu ve kurgusu başlarda her ne kadar sıkıcı, bunaltıcı gibi görünse de daha sonraları oldukça keyifli bir hal almaya başlıyor.
Özetle: Bihruz Bey bir Osmanlı paşasının oğludur. Aldığı özel derslere rağmen ilgisizliğinden sebep noksan bir öğrenim görmüştür. Gösterişi, eğlenceleri seven; şımarık, alafranga özentisi, sorumsuz bir beyefendedir. Bir gün arabasıyla Çamlıca parkında gezerken oldukça gösterişli başka bir arabada güzel, sarışın ve soylu bir ailenin kızıymış gibi tavırlar sergileyen Periveş Hanımla karşılaşır. Bihruz Bey bu kadına ilk görüşte aşık olur. Tekrar görme ümidiyle daha sonra aynı yere gider ve alafranga özentisi kelimelerle süslediği mektubu zorla da olsa Periveş Hanıma verir fakat onu bir daha göremez...
Recaizade Mahmut Ekrem; her ne kadar Tanzimat döneminin, dil ve anlatım konusunda sadeleşmesini savunan sanatçılarından olsa da bunu eserine pek yansıtamamış.. Okurken o kadar çok yabancı kelimeye rast geldim ki Farsçam ve Fransızcam gelişti nerdeyse. Tek olumsuz eleştirim de bu. Bence okunmaya değer. :)