Dökülmüş yapraklar üzerinde ağır ağır, sonsuz bir tek düzelik içinde yürürken onu görenler, onda marazi eğilimler, garip tutkular bulunduğundan şüphelenmezlerdi. Oysa o, aklın sınırlarını zorlamak özlemiyle durmadan işkence ederdi kendisine. İnsan yüzlerinin kalın kabuğu altındaki kıvılcımları toplamak veya ağacın içinde tutsak bulunan zerreleri keşfetmek özlemiydi bu.