Mia her şeyden bîhaber, yalnız bir şekilde hayatını sürdürürken bir gün uyandığında duyduğu bir ses hayatının stabil çizgisinin tepetaklak olmak üzere olduğunun ilk işareti olmuştu. Gerçekliğin gün yüzüne çıkması Mia’nın bu sesin kaynağını çözümleyebilmesine bağlıydı. Ve bu durum düşünüldüğü kadar basit değildi. Aksine oldukça tehlikeli ve riskliydi. Bir şeyler başarabilmek için risk almak gerekliydi. Risk alınamıyorsa başarının elde edilebilmesi mümkün değildi. Mia’nın vereceği kararlar hayatının stabil çizgisini altüst ederken çevresindeki dünyayı ne ölçüde etkileyecekti? Yoksa ruhsuz bedenlerin aslında göründükleri gibi olmadığı, kan, dehşet ve yıkımın egemen olduğu yeni bir dünyanın kapısı çoktan aralanmış mıydı? Belki de ölüm soğuk bir otopsi odasından ibaret değildi.
Genelde bir editörün objektif bir bakış açısıyla yaklaşması gerekir bir esere. Fakat bu kitap kuralları yerle bir edebilecek kadar güçlü bir kaleme ve dehşet bir psikolojiye sahip, tıpkı yazarın kendisi gibi… Son sayfalara yaklaştıkça daha fazlasını isteyeceğiniz, şaşkınlıktan donup kalacağınız muhteşem bir kurguya minik de olsa katkım olabildiği için yazara teşekkür ediyorum.
-Betül Güvendi
