Yazar bana göre herşeyi bu kadar açıklıkla yazmamalıydi. Saf zihinleri idlal eden birçok ifadeye rastladım kitapta. Bâtılı tasvir saf zihinleri idlal eder.
"... İnsanların başkalarına gösterdikleri yüzlerinin güldüğünü ancak ağlayan,üzülen inleyen ve sessiz çığlıklar atan taraflarının içte kaldığı yazıyordu. "
İnsan bir bebekken veya küçük bir çocukken ihtiyaç olduğu halde verilemeyen sevginin boşluğunu,büyüdüğünde üzerine binlerce ton yağsa da o boşluğu dolduramıyor.
Pek soran olmadı ki. Soranların bazılarına anlatmaya kalktım, hemen yargılamaya başladılar. Bazıları uzaklaşıp gitti, bazıları suçlayıp gitti, bazıları çokça akıl verdi, bazıları üzüldü, bazıları da anlattıklarıma inanmadı.
Ah bir bilsem içimde neler olduğunu bir cözebilsem içimdeki dügümleri ... Keşke size söylediğim özellikler bende olsa
O zaman dünyanın en mutlu insanı olurdum galiba ...
Bir öğretmenin hayatında neler yaşadığını bu kadr içtenlik ile anlatmiş alınacak çok ders var içinde
Kapaklıkaya Hocamin kalemine sağlık keyifli okumalar
Sırf yazarı çok sevdiğim için okudum. Kitap bir kadının hayatını anlatıyor. Ama bu kadın hiç normal bir kadın değil..... Kader bu kadına hayattaki bütün kötülükleri yaşatmış gerçekten. Okumanız size bir şey kazandırır mı?? Tartışılır! Annem de okudu aynı kitabı. Beni okutma konusunda kararsız bile kaldı :) O kadar yani!!
Ben onu, bir gün gideceğini bile bile severken o gidince ölürüm sanıyordum. Ölmedim ama içimde öyle bir yara var ki o yaranın kanamaması için onun ölmesi, kapanması için benim ölmem gerekiyor.