Kant için insanın öne çıkan en önemli özelliği onun ‘akılsal varlık’ olmasıdır. Doğru ve yanlış, iyi ve kötü, güzel ve çirkin kavramlarını, insan aklının ayrı fakültelerinin etkin ve işlevsel oldukları farklı alanların özel kavramları olarak değerlendirir. Örneğin doğru ve yanlış kavramları Spekülatif Aklın, iyi ve kötü kavramları Pratik Aklın ve güzel ve çirkin kavramları Estetik Aklın konularıdır. Spekülatif Akıl, Doğa’yı ‘Ne?’ ve ‘Nasıl?’ soruları ile sorgular. Doğanın yasalarını keşfedebilir. Görüngüler yani fenomenler dünyası hakkında konuşabilir. Numenler yani kendinde şeyler, bir şeyin neyse o hali hakkında suskun kalır. Çoğunlukla doğaüstü olanın, aşkın olanın, metafizik olanın alanına girmeye yeltenir ama her defasında eli boş döner. Sadece, spekülasyonlar yani kurgular, çelişki ve çatışkılar, polemikler, boş inançlar üretir. Kant, bilim insanları ve felsefecilerin çoğunlukla aklın bu fakültesini kullandıklarını söyler.”