İlginç bir kendini koruma içgüdüsü, kaybettiğimiz kişiye ait olan her şeyden derhal, geri dönülmez bir şekilde kurtulmaya iter bizi. Kurtulmazsak, onun her gün dokunduğu, eline almakla asıl bağlamlarında muhafaza ettiği şeyler korkunç, çılgın bir kimlik edinip şişer. Elbiseleri kendilerini giyer, kitapları kendi sayfalarını çevirir artık. O bakımını yapmadığı için biçimi ve düzeni bozulmuş canavarların daralan çemberinde boğuluruz. Ve en cesur olanımız dahi onun aynasıyla göz göze gelemez.