1935 yılı baskısı ve elimdeki son Arsen Lüpen eseri. Orijinal olarak 1933-1935 arası basımı yapılan 6 ciltlik seriyi okuma fırsatınız olursa, diğer tüm baskılardan (yaklaşık 30 adet) kurtuluyorsunuz arkadaşlar çünkü diğer kitapların hikayeleri bu orijinal ciltlerin farklısı değildir.
Hikayenin konusu ve başlangıcı güzel. Başlangıçta çalınan mücevherler ve çok güzel bir kadın var. Çok güzel olmasını özellikle belirttim. Konu ise Arsen Lüpen’in karşımıza sadece sevimli hırsız olarak çıkarılması değil; aynı zamanda maceracı bir tip olması. Karşısında da oldukça zeki bir rakibi var. İkisinin en büyük karşılaşması ise aynı kadını sevmek üzerine.
Biz olsak kaybederiz. Bizim sevdiklerimiz hep rakipleri seçmez mi? Dur bakalım bu işin kırılma noktasını bulacağız.
Şaka bir yana, olayları çözmesi lazım çünkü gerçekte suçsuz olan –yazar burada kendi oluşturduğu tipleri savunarak, taraflı bir anlatım da yapıyor- suçsuz kardeşleri de kurtarmaya çalışacak bir kahraman kişi var romanda. Eğer kardeşler kurtulamazsa, aynı zamanda nesillerdir yaşadıkları şanssızlık devam edecek. Yani bu şanssızlık nesillerdir varmış bunlarda ve ‘Şanssız Nesil’ terimi bana hiç yabancı gelmedi, nedenseeee...
Sherlock Holmes’in de Esrarengiz Ev (Konak) romanı vardır ve bunlar birbirlerine karıştırılmamalıdır diyerek sözlerimi bitiyor, iyi okumalar diliyorum..
