Ayrılmak üzere olan aşıkların tatlı ıstırabıyla dolu, aceleci sevişmeleri gibiydi sevişmemiz. Hiçbir şey konuşmadık. Aklıma o anı yaşamaktan başka bir şey gelmiyor du. Yalnızca, dalgalar dinene kadar onumla tekrar tekrar fırtınaya ayılmak için, eserini okşayan bir heykeltıraşın ellerine benzeyen ellerini, ağzımdaki dilini, baldırımdaki elini, sonra bacaklarımı açmaya çalışan dizini hissetmeye çalışıyordum.