Artık Zenginim

Aykut Oğut

About Artık Zenginim

Artık Zenginim subject, statistics, prices and more here.

About

Bu hayata ZENgin olmak, ZENgin yaşamak için geldiniz! İşte hayatın sırrı bu cümlede saklı! 2005 yılında ben bir garson, eşim Esra yoga hocasıydı. Los Angeles’ta 50 metrekare bir evde, ay sonunda kiramızı nasıl ödeyebileceğimizi düşünerek yaşıyorduk. Bu kitaba ilk başladığım günlerde ise, Hawaii’de DOKUZ AY SÜREN bir tatile çıkmıştık! Yani fakirlikten zenginliğe geçtik, hem de gayet kısa bir süre içinde... Bizim yaptığımız her hatayı, bizi fakirlikte tutan her şeyi; bilinç olarak zenginliğe nasıl açıldığımızı;yolculuğumuzda yaptığımız uygulamaları; ve en önemlisi;“zenginlik” dediğimiz şeyin sadece paradan ibaret olmadığını bütün detaylarıyla bu kitapta okuyacaksınız. YOKLUK bilincinden VARLIK BİLİNCİNE geçmek; ZENgin olmak sandığınızdan çok daha kolay! Tek bir şartla: Bu kitaptaki uygulamaları yapacaksınız! Keyifli okumalar dilemiyorum… Keyifle okursunuz zaten, sorun değil... Keyifli uygulamalar diliyorum… ZENgin olunca bizi unutmayın da… ?
Author:
Aykut Oğut
Aykut Oğut
Estimated Reading Time: 6 hrs. 48 min.Page Number: 240Publication Date: December 2015Publisher: Doğan Novus
ISBN: 9786050930962Country: TürkiyeLanguage: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Book Statistics

Reader Profile of the Book

Kadın% 78.1
Erkek% 21.9
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

About the Author

Aykut Oğut
Aykut OğutYazar · 6 books
Merhabalar, ben Aykut Oğut ve evet farkındayım genelde kitaplarda bulunan “Yazar Hakkında” kısmı, sanki biri anlatıyormuş gibi yazılır. Ama ben sizinle sohbet ederek yazmayı tercih ettim. Okumakta olduğunuz kitap ta, hayatımdan alınma birçok örneğe yer verdiğim için, yasam öykümü burada çok kısa anlatıp geçeceğim. 1971 yılında İstanbul’da doğdum. Öz babam, ben daha üç aylıkken öldüğü için, hiç tanışma fırsatım olmadı. Annem ben 14 yaşımda iken dünya tatlısı bir adamla tekrar evlendi ve bir üvey babam oldu. Ben lisedeyken son derece gereksiz bir şekilde Ankara’ya taşındık. Lise sona gelince, hayalim olan mimarlık ya da elektronik mühendisliği için yeterince dershaneye gitmediğim ortaya çıktı. Beni aptal sanmalarını istemediğim için annemlere gerçeği söyledim. Yani üniversiteye hazırlık kursu paralarını özel bilardo derslerine verdiğimi O noktada çok iyi bilardo oynuyor olmam, annemin sinirini azaltmadı, ama gerçekten çok iyi oynuyordum. Sınavı kazanamayacağımı anlayınca, ani bir manevra yapıp konservatuvar tiyatro bölümüne girmek istedim. Bizimkiler, torpille Kıbrıs’taki bir okulda yer ayarlamaya çalışırken, ben tiyatro sınavlarına hazırlanmaya başladım. Çok iddialı girdim ve çok iddialı bir şekilde kazanamadım. Kazanamadığı m in ertesi günü, o zamanın bölüm başkanı olan sayın hocam Cüneyt Gökçer’in kapısını çaldım ve “Benim kadar yetenekli biri neden bu sınavı kazanamadı?” dedim. Kendisi de bana “Çok kilolusun canım ondan,” dedi. Bu arada söylemeyi unuttum, o sıralarda yaklaşık 150 kilo idim. O yaz, tam otuz kilo verdim ve kış vakti gelip de okul açıldığında tekrar Cüneyt hocamın kapısını çaldım “Hocam ben bütün bir yıl boyunca derslerinize girmek istiyorum,” dedim. O anki ifadesini görmeliydiniz. Cüneyt hocamın derslerine misafir öğrenci olarak girmeye başladım. Ardından bütün hocalarla tek tek konuştum ve hepsinin derslerine girmeye başladım. Bir süre sonra, o yıl sınavı kazanmış öğrencilerden daha fazla ders almaya başlamıştım bile. Neyse, zar zor geçen iki yıldan sonra 1990 yılında, Ankara üniversitesi’nin oyunculuk bölümüne kapağı attım. Okulda öğrencilik yaparken, aynı anda piyasada kendime bir yer edinme çabası içinde seslendirme yapmaktan, dizilerde oynamaktan, okulu ancak yedi yılda bitirebildim. Bugün karşılaştığım oyuncuların büyük bir kısmına “O benim sınıf arkadaşım” dediğim zaman insanlar çok şaşırıyor. Ee kolay mı yedi senede 7 ayrı sınıf mezun ettim. 1995 yılında annemi kaybettim. Diyebilirim ki, annem benim hayattaki en yakın arkadaşımdı. En yakın arkadaşımı, dostumu, annemi aynı anda kaybetmek hiç de kolay olmadı. Annemin ölümünden sonra o zamanlar adını koyamadığım garip bir değişim başladı bende. Son derece rahat bir hayatım olmasına rağmen, bir şeyler beni rahatsız etmeye başladı. Bir anda, elimde var olan şeyler artık beni tatmin etmemeye başladı ve ani bir kararla beni bekleyen şeyleri, kariyer, evlilik, daha lüks bîr hayat vs. bırakıp, Amerikaya yerleşmeye karar verdim. Karar verdiğim günden Amerika’ya gitmek üzere uçağa binmem lam 13 ayım] aldı. Size bu yolculuğun hikâyesini bütün detayları ile kitabın içinde anlatacağım. Şimdilik tek söyleyebileceğim şu: Ağustoslardan bir ağustos, arabamla sokaklarda “Ben Amerika’ya yerleşiyorum’ nidaları atarak dolaşırken, 3 Eylül günü Horida eyaletinin küçük bir kasabasında, Mobil benzin istasyonunda tuvaletleri temizlemek üzere işe başladım. Cebimde beş kuruş para yoktu ve ingilizce bilmiyordum.