Şu âlemde çok görüyoruz ki; zalim, fâcir, gaddar gayet refah ve rahat ile ömür geçiriyor. Halbuki, görüyoruz ki; mazlum, fakir, mütedeyyin, hüsn-ü hulk sahibi, zahmet ve zillet ve mazlumiyette hayatını geçiriyor.
Sonra mevt gelir, ikisini müsavi kılar.
“Birşahıs bir şahsa tamamen benzemediği
gibi, fehim dahi fehme benzemez. Delil bir
olsa da, tarz-ı telâkki ve tarik-i tefehhüm ayrı
ayrıdır.”
(Âsâr-ı Bedîiyye, Envar Neşriyat, s.22)
«Şimdi bir günah "bir"likte kalmaz, bine çıkar. Bir hayır,
كَمَثَلِ حَبَّةٍ اَنْبَتَتْ سَبْعَ سَنَابِلَ فٖى كُلِّ سُنْبُلَةٍ مِائَةُ حَبَّةٍ [*]
hükmüne geçer.»
(
Asar-ı Bediiyye, s. 350)
[*] "Bir daneye benzer ki, ondan yedi başak sümbüllenir; her bir başakta da yüz dane bulunur."
(Bakara Sûresi, 261. Âyet-i Kerîme ve Meâli)
S- Zalim gâvurların bu kadar propagandalarına nasıl mukabele edilmeli?
C- Propaganda, sâbıkan tezyif ettiğim zalim cerbezenin veled-i nâmeşruudur. Ona mukabele, o yalancı silâhla olmamalı, belki sıdk ve hak ile olmalı. Bir tane sıdk, bir harman yalanı yakar.