Aşk, Sel Yayıncılık'tan 2019 yılında çıkan ve Püren Özgören'in çevirisini yaptığı, benim de Toni Morrison'dan okuduğum ikinci kitap.
Zamanında bölgenin en sansasyonel mekanı olan fakat artık terk edilmiş bir binaya dönen otelde yaşananların konu edildiği bir roman.
Daha ziyade kadın karakterlerin işlendiği, aralarındaki ilişkilerin, sevginin, düşmanlığın iç içe geçtiği çok katmanlı bir kurgu. Aslında hepsinin amacı bir şekilde güçlü görünüp hayatta kalmak. Yine de ayaklarını kaydıran en çok bu çaba oluyor.
Morrison'ı, okuduğum iki kitabı ve hakkında yaptığım araştırmalara göre bir kelimeyle anlatmaya çalışsam, bu kelime kesinlikle "politik" olurdu.
Irkçılık, sınıfsal ayrımlar, kadın-erkek ilişkileri veya kadınların birbirleriyle ilişkileri, kimlik arayışları, ataerkil düzen gibi birçok konudan söz etmekten çekinmeyen, aksine bu konuları her kitabında en başa tutturmuş, tam anlamıyla "politik" bir yazar Toni Morrison.
Nobel ödülünü alan ilk afroamerikan olması boşuna değil yani.
Okunacaklar listenize eklensin lütfen.