Hayatta daha kötü şeyler de vardı.
Hiç şüphe yok ki bundan bin kat daha kötü şeyler vardı. Islak çoraplar. Adet öncesi sendromu. Yıldız savaşlarının ön bölümleri niteliğinde filmler. Çikolata parçacıklı kurabiyelerin tahtına göz diken yulaflı, sağlıklı bisküviler, zayıf wi-fi bağlantısı, iklim değişikliği ve gelir adaletsizliği, kepek problemi, trafik. Taht oyunlarının finali, tarantulalar, yiyecek şeyler gibi kokan sabunlar, futboldan nefret eden insanlar, yaz saatte uygulaması (saatler ileri alındığında), toksik erkekler ginepiglerin ortalama ömürlerinin bu kadar kısa olması... Tüm bunlar ve burada sayamadığım daha bir sürü şey. Evrenin düzeni buydu zira. Kötü, üzücü, moral bozucu, adaletsiz ve insanı kıl eden durumlarla doluydu. Faye'in, küçük kahve dükkanının tezgah arkasından bana verdiği haber yüzünden, boyu yetmediği için hız trenine binemeyen 10 yaşında bir kız çocuğu gibi dudak bükmekte neyin nesiydi?
''... Üç hafta kadar önce, her zamanki berbat kahvaltımı etmeye hazırlanırken harika bir kadınla tanıştım. O sabahki her toplantımı iptal ettim ve telefonuma bakmadım... Çünkü tek düşünebildiğim, o kadınla kuş pisliğiyle kaplı bir bankta oturup sohbet etmenin ne kadar eğlenceli olduğuydu. Ne konuştuğumuzun bile önemi yoktu. Onunla olmak yetiyordu. Belli ki şanslı günümdeydim ve onu akşam benimle yemeğe çıkmaya ikna ettim. Sadece güzel, zeki ve komik değildi. Düşündüğümden daha fazla ortak yanımız vardı ve doğrusunu istersen bu ilk kez başıma geliyordu. Bir ilişki uzmanı sayılmam ama insanlarla ortak noktalar yakalamanın kolay olmadığını biliyorum. İşi ağırdan almaya çalıştım; çünkü yakaladığımız şeyi mahvetmek istemedim...''
"Sen mühendis misin?'" Gözleri hayretle irileşti.
O anda büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Eyvah. Bu da onlardan... Onlardan biri olduğuna inanamıyorum.
Asık suratıma banktan kalktım ve kaşlarımı çatarak ona baktım. "Amerika'daki mühendislerin %15'i kadın. Bilgine. a
Ayrıca sayıları hızla artıyor dolayısıyla neden bu kadar şaşırdığını.."
"Şaşırmadım."
Kaşlarım biraz daha çatıldı. "Ama şaşırmış gibiydin ve.."
"Ben de mühendisim. Garip bir tesadüf gibi geldi." Dudakları bir kez daha seğirdi. "Doğuüstü inanışların tetiklenebilir diye korktum."
''... Günlerce sesini duyduğumu sanarak huzursuzca etrafıma bakınmıştım... hep yakında bir yerlerde olduğunu sanmıştım. Sesi kulaklarıma yapışıp kalmıştı sanki. Adeta içime işlemişti...''
"Birine așık olmak üzere olduğunu hissettiğinde bu tür duygularla boğușmak hiç de eğlenceli olmuyor inan. Ya da o kișiye çoktan așık olduğunu anladığında."