Aşkın her halinin tasavvur edildiği bir yapıtla karşı karşıyayız. Kitaptaki karakterlerin en az bir kişiye bağlandığı bir aşkı okuduk biz.
Adnan Bey, Bihter, Behlül ve Nihal üzerinden yürütülen aşklar silsilesi...
Zannımca yalnızca birinin aşkı derinden etkiledi, yaraladı kimimizi: Bihter'in aşkı...
Evlilikten umduğunu bulamayan, kadınlığını yaşamak için Behlül'ün kollarına atılan Bihter'in.
Başta kocasına ihanet ettiği için kendini suçlayan bu genç kadının gittikçe bu aşka kapıldığını görüyoruz. Behlül genç ve yakışıklı diyebiliriz, Bihter'in yanı başında her an elinin altında olduğunu da diyebiliriz. Bunlar bu aşkın devamına yol açabilir miydi? Bana göre tek bir sebep var: Bitirilmesi güç, engebelerle dolu, yürüdüğünde acılara sahne olan bir yol; birbirine yasak iki insan. Açıkça yapılabilecek her şeyin yasak olduğu bir yaşam.
Kitabın adı net bir şekilde söylüyor aslında hangi türden aşkların insanın yüreğine ve hatta topluma bir darbe vuracağını.
Ancak aşkın tasavvurlarından geriye kalan baba-kız aşkı oluyor okura...