Farklı yetiştirilme tarzlarından olsa gerek:
Erkek, “Sevse de sevişmesin” derdinde;
Kadın, “Sevişse de sevmesin”e razı...
Oysa sevmeden sevişmek ile sevişmeden sevmek aynı sakat doğumun ikizleri değil midir?
Belki sadece evlilikte değil, her türden birliktelikte ve genelde toplumsal örgütlenişte de mutluluğun yolu “farklı kimliklere, farklı renklere saygı”dan geçiyordur.
Kadın ve erkek...
Birbirine en yakın ve alabildiğine uzak...
Asırlardır bir arada olmanın en ideal yolunu arıyorlar.
Aralarında binbir tuzak...
Sevmek istiyorlar; sevişmek ve evlenmek...
Ama tarihe bakınca anlıyoruz ki neredeyse imkânsız, bu üçünü bir araya getirmek...