Aşkın En Güzel Tarihi sözleri ve alıntılarını, Aşkın En Güzel Tarihi kitap alıntılarını, Aşkın En Güzel Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Cinselliği bastıran, ama kafasını ona takmış, ikiyüzlü bir yüzyıldır bu. Çıplaklığı yasakladı, ama anahtar deliklerinden seyretti. Evli çiftin çevresine kalın bir çerçeve çizdi, ama genelevleri teşvik etti."
Roma'da, dul kadın avı, zengin olmanın alışılagelmiş yollarından biriydi. O zamanlar insanlar, kısa yoldan sermaye biriktirmeye bakardı, uğraşıp didinip birikim yapmaktansa, zaten var olan bir birikimi ele geçirmek daha rahattı. Bir mirasa konarak, imparatora politik bir muhalifini ihbar ederek (böyle durumlarda imparator, muhalifin kafasını kestirir ya da onu intihara zorlardı, muhbir de ölenin mirasına konardı) ya da dul kadın avlayarak servet yapılırdı o günlerde. Biraz hor görülen, ama kesinlikle kabullenilmiş bir uğraştı bu, tıpkı ticaret gibi.
Protestan İngiltere' de, VIII. Henri vatana ihanetle bir tutulan eşcinsellik suçunu işleyenlerin asılarak idam edileceğini ilan etti. Evet, genel anlamda, cinsellik konusunda, Rönenans ortaçağdan daha geri kafalı ve daha insanlık dışıydı.
Atalarımız, oldukça dağınık olsalar da tamamen birbirlerinden kopmayan otuz kişilik gruplar halinde, yarı göçebe bir yaşam sürerlerdi. Anlaşıldığı kadarıyla ortak bir dilleri vardı; belki evrensel değildi bu, ama çok geniş alanlarda konuşulurdu. Hammadde - çakmaktaşı, kabuklu deniz hayvanları, dağ kristali-, bilgi değiş tokuşu yaparlardı (birbirine çok uzak bölgelerde benzer nesnelere rastlanır ve aynı yontma tekniği göze çarpar), büyük bir olasılıkla eşlerini de değişirlerdi.
...
Dünyanın hemen her yerindeki pek çok avcı-toplayıcı toplulukta, yılda bir buluşmalar, büyük şenlikler düzenlenirdi. Bu sırada eş değişimi yapılır ya da ilişkiler kurulur, araştırmacıların deyimiyle "egzogami"dir bu.
Aşkın, tıpkı yerçekimi gibi kozmik bir güç olduğunu düşünmek hoşuma gidiyor: Bizi, bir başkasına doğru iten bir güç. Zaten Newton da bir aşk yasasının peşindeydi, gezegenlerin tıpkı canlı varlıklar gibi birbirini çektiği, "sevdiği" görüşündeydi.