Aşkı en büyük içgüdü olarak inceleyen bir kitap. Aşkın neden bu kadar hayatı değiştiren, devletleri bitirecek, savaşları kaybettirecek kadar dikkat dağıtıcı bir içgüdü olduğunu, ne kadar aşkın bir duygu olduğunu inceliyor. Bize özel, farklı, güzel, estetik, olağanüstü gelen aşk ve yan etkilerinin aslında türün devamından başka bir şeyin hedeflenmediği bir içgüdünün bize bir tuzağı, maskesi olduğunu ve son bölümde de homoseksüelliğin de bu içgüdünün, doğayı korumak adına yine aynı maskenin etkisi ile ortaya çıkan bir içgüdü olduğunu anlatıyor. Ve tabii felsefenin, düşünülmüş her şeyin, her fikrin, Platon, Sokrates ve Aristo tarafından daha önce düşünülmüş olduğu saçma iddia, doğal olarak bu adamda da bir ön kabul olarak var.