Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Asri Rüyalar, Fetiş Rejimler

Vala Nurettin

Asri Rüyalar, Fetiş Rejimler Hakkında

Asri Rüyalar, Fetiş Rejimler konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
9/10
2 Kişi
6
Okunma
2
Beğeni
324
Görüntülenme

Hakkında

Vâlâ Nureddin ‘Vâ-Nû’, günümüzde sadece Nâzım Hikmet’in yakın dostu ve biyograficisi olarak hatırlanıyor. Oysa çok uzun yıllar “Türkiye’nin bir numaralı fıkracısı” kabul edilmiş, hem inanılmaz genişlikteki ilgi alanıyla hem de kıvrak Türkçesiyle özellikle kendinden genç birkaç kuşak aydının büyük bir zevkle takip ettiği iyi bir yazardı. Fıkracılık mesaisini, 1920’lerin ikinci yarısından 1960’ların ortalarına kadar kesintisiz olarak, belli bir dünya görüşü etrafında sürdürmüş istisnai bir kalem adamıydı. Hep şu kaygıyı gözetmişti: Yeni kurulan Cumhuriyet’in yurttaşlarını modern, seküler bir kamusal ahlak ve bu ahlakı kurumsallaştıracak bir örgütlülük geliştirmeye teşvik etmek; toplumsal kültürümüzün bu ahlakın geliştirilmesine engel olan yanlarını tatlı bir dille ama kıyasıya eleştirmek. Çok farklı türlerde “iki kamyon” dolusu metin üreten Vâ-Nû en çok fıkra yazarlığını önemsiyordu; çünkü ileriki yılların araştırmacılarının onun tanıklık ettiği olağanüstü dönemi anlamak istediklerinde mutlaka fıkra yazarlarına başvuracağını düşünüyordu. Biz de onu günümüz okurlarına tanıtmak için on binlerce yazısı arasından üç yüz kadar fıkrasını iki cilt halinde sunuyoruz. Fikir ve Sanat Âlemimize Bu Hürriyet Kâfi Değildir cildi edebiyat, dil, din ve ahlak, fikir ve sanatla ilgili yazılarından, Asri Rüyalar, Fetiş Rejimler cildi ise gündelik hayatı ve toplumsal kültürümüzü eleştiren yazılarıyla çalışma hayatı ve siyasetle ilgili yazılarından bir seçki niteliğinde. Haldun Taner, Vâ-Nû’yu şöyle anlatır: “Onun sütunu bize hocalarımızın açamadığı ne pencereler açtı. Köklü bir İstanbul terbiye ve görgüsünden gelen çelebiliği, Galatasaraylılığın verdiği ince bir esprisi, çok sevdiği Viyana’nın hayat üslubundan edindiği zarif bir Avrupalı gustosu ve nihayet Moskova günlerinin anısı bir diyalektikten örülme, kendine özgü, çok ilginç bir kültürü vardı.” Bu yazılar, eminiz, günümüz okurları için de yeni pencereler açacak!
Tahmini Okuma Süresi: 12 sa. 1 dk.Sayfa Sayısı: 424Basım Tarihi: 21 Eylül 2021Yayınevi: Can Yayınları
ISBN: 9789750752674Ülke: TürkiyeDil: Türkçe
Reklam

Yazar Hakkında

Vala Nurettin
Vala NurettinYazar · 5 kitap
Gençlik yıllarında ünlü şair Nazım Hikmet'in yakın dostu olan yazar, Kurtuluş Savaşı yıllarında onunla birlikte Milli Mücadele'ye katılmak için İstanbul'dan Anadolu'ya geçen; öğrenim görmek için birlikte Moskova'ya giden kişidir. Nazım Hikmet ile ilgili anıları ve yazışmaları yayımlanmıştır. Fıkra yazarlığı, roman, hikâye yazarlığı ve çevirmenlik yapan Vâlâ Nureddin, ilk Türk polisiye yazarları arasında yer alır. 1901’de Beyrut’ta dünyaya geldi (Nüfusa doğum yeri olarak İstanbul yazdırılmıştır). Babası, son Beyrut valisi Nureddin Bey’dir. Babasının 1911 yılında kaybeden Vala Nureddin, o yıl girdiği Mekteb-i Sultani'nin orta bölümünü tamamladı. Nazım Hikmet ile ilk defa bu okulun hazırlık sınıfında tanıştı. 1916'da bazı arkadaşları ile Avusturya'ya gitti ve bir süre Viyana Ticaret Akademisi’nde bankacılık okudu. 1917'de İstanbul'a dönerek İtibarı-ı Milli Bankası'nda ve Maliye Bakanlığı'nda çalıştıysa da bu işi sevmedi; 1918-1920 yılları arasında şair yönüyle öne çıktı ve birkaç arkadaşı ile yayıncılık yaptı. 1 Ocak 1921'de Anadolu’daki Milli Mücadele için silah ve cephane kaçıran gizli bir örgütün yardımıyla şair arkadaşları Faruk Nafiz, Yusuf Ziya, Nazım Hikmet ile birlikte Sirkeci'den kalkan Yeni Dünya vapuruna gizlice binerek İnebolu'ya vardı. Ankara'ya geçebilmek için beş altı gün, izin ve yol parası beklediler. O sırada onlar gibi izin bekleyen Almanya’dan gelme sosyalist öğrenciler ile tanıştı. Birlikte gelen dört şairden yalnızca Nazım Hikmet ile Vala Nureddin'e izin çıktı. Ankara’da Nazım Hikmet’le birlikte ona verilen ilk görev, İstanbul gençliğini milli mücadeleye çağıran bir şiir yazmak oldu. Üç gün içinde yazıp bitirdikleri bu uzun şiir Matbuat Müdürlüğü'nce, 1921 martında on bin adet bastırılıp dağıtıldı. Şiirin yankıları o kadar büyük oldu ki, Millet Meclisi üyeleri böyle güçlü bir çağrının doğurabileceği sorunların nasıl çözüleceğini tartışmak gereğini duydular. Matbuat müdürü Muhittin Bey (Birgen) şiiri yayımlayıp dağıttığı için olumsuz eleştiriler aldı. İstanbullu gençler Ankara'yı doldururlarsa onlara nerede, nasıl iş bulunacağı önemli bir sorundu. Meclis'te sorguya çekilmekten tedirgin olan Muhittin Bey, bir daha böyle bir duruma düşmemek için, Nazım Hikmet ile Vâlâ Nureddin'i Maarif Vekâleti'ne devretmeye karar verdi. Bu arada iki genç İsmail Fazıl Paşa aracılığı ile meclise çağrılıp Mustafa Kemal Paşa’ya takdim edildi. Kısa süre sonra Fransızca öğretmeni olarak Nazım Hikmet’le birlikte Bolu'ya atandı. İki şair din adamlarının ve tutucu çevrenin baskısı ile karşılaştıkları Bolu’dan ayrılıp daha iyi bir öğrenim görmek için Moskova’ya gitmeye karar verdiler. 30 Eylül 1921’e Batum’ a vardılar. Birlikte Moskova’ya giderek Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi'ne (KUTV) yazıldılar. Vâlâ Nureddin, 1925 yılında burada üniversite eğitimini tamamladı. Yurda döndüğünde banka memurluğu ve öğretmenlik yaptı; 1926’da gazeteciliğe başladı. İlk yazıları Vakit Gazetesi’nde “Hatice Süreyya” takma adı ile yayımlandı. Uzun yıllar boyunca gazetelerde fıkra yazarlığı yapmanın yanı sıra hikâyeler, romanlar, radyo oyunları yazan sanatçı “Hatice Süreyya, “Ali Marmara”, "Kadri Feyyaz", "Veli Nuri" imzalarının yanı sıra en çok “Vâ-Nû” takma adını kullandı. Telif ve çeviri olarak kırk kadar kitap yayımladı. Ankara Radyosu’nda otuz kadar eseri temsil edildi. 1927-1933 ve 1939-1966 yılları arasında Akşam gazetesinde çalıştı. 1933-1936 arasında kurucuları arasında bulunduğu "Haber" Gazetesi için çalıştı. Ayrıca Köroğlu, Yeni Sabah, Cumhuriyet, Havadis Gazeteleri’nde de yazılar yayımladı. 1932 yılında Meziyet Çürüksu ile evlenen Vala Nureddin, 1939’da eşinin ölümünden sonra 1942’de a Müzehher Hanım ile evlendi. Birçok kitaba “Nihal Karamağaralı” takma adını kullanan eşi ile birlikte imza attı. 1945 yılında Bursa Cezaevi'ndeki arkadaşı Nazım Hikmet ile yeniden temas kurdu ve 1951’de Nazım’ın Rusya’ya kaçışına kadar mektuplaşmayı sürdürdü. Nazım Hikmet'le ilgili anılarını "Bu Dünyadan Nâzım Geçti" (1965) adıyla yayımladı. 1962'de Mehmet Ali Aybar öncülüğünde kurulan Temel Hakları Yaşatma Derneği'nin kurucularından oldu. 9 Mart 1967’de İstanbul’da hayatını kaybetti. Edirnekapı Mezarlığı’na defnedildi. Nazım Hikmet’le yazışmaları, eşi Müzehher Hanım tarafından 1986 yılında “Vâ-Nû’lara Mektuplar” adıyla yayımlanmıştır.