Kendime not; Glokta, kötü, acımasız, kayıtsız vs vs olabilir bilemedim, çocukluğuna inmek lazım falan filan ama rolünün hakkını fazlasıyla veren bir karakter, yani Oscar’lık performans
Dokuzparmak Logen hakkında söylenecek tek bir şey varsa o da hala hayatta olduğu. Bu çılgın savaşın içinde birde eski takım arkadaşı ama yeni düşmanı Bethod'un kuzeyden onları vurduğunu görünce ilk mecus Bayaz, İttifaktan Albay West ve en tehlikeli kadın Ferro ile birlikte hareket etmek zorunda kalıyor. Kanlı dokuzu kimse hafife almasın. Gördüğüm en gözü kara, ateşi çıplak elleriyle tutmaktan kaçınmayan ama bir o kadar da gülümsemesi eksik olmayan bir kahraman.
Gelelim Üstat Gloktaya. Majesteleri'nin yönetmesi için Glokta'yı Dagoska kentine gönderdi ama şehrin içi hain dolu. Kendisini oraya göndermelerinin sebebi ise yüzde yüz başarısız olacağını düşünmeleri. Ama Üstat bacaklarının ağrımasına ve ilerlemiş yaşına rağmen o kadar kurnaz ve gözleri karanlık zindan siyahı ki zannedersiniz tüm dünyayı bu inançsızlığa pişman etmeye gelmiş.
Tüm bunlar olurken ortada bir tohum var -çok gizli bir konu-.
Kadim sırlar bir bir ortaya çıkarken ne yapıyoruz? Düşmanları affediyoruz.
Ama onları astıktan sonra!
''Uzunayak, ''Dünya Çemberinde daha ücra bir yer yoktur,'' diye mırıldandı.
''Orayı bu yüzden seçtiler. Tohumu zamanın sonuna kadar koruması için adanın ruhuna verdiler.''
Quai, ''Ruha taşı hiçbir zaman vermemesini emrettiler,'' diye mırıldandı.
Bir sopa kimseyi tek başına daha bilge, asil veya güçlü yapmaz, aynı şey silahlar için de geçerli. Güç kişinin kendisinden gelir, evlat, kalpten gelir, kafadan gelir. Çoğunlukla kafadan.
Hayat konfor ve başarıdan ibaretken herkes kendine güvenir. Bizi tanımlayan şey zorluklar ve belalarla nasıl yüzleştiğimizdir. Kendine acımaya bencillik eşlik eder, bir lider için bundan kötüsü yoktur. Bencillik çocuklar içindir, yarım akıllılar içindir.