Asya'da Beş Türk

Adil Hikmet Bey

Asya'da Beş Türk Sözleri ve Alıntıları

Asya'da Beş Türk sözleri ve alıntılarını, Asya'da Beş Türk kitap alıntılarını, Asya'da Beş Türk en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kumul'da bulunduğumuz cuma günü biz de abdest alarak camiye gittik. Hafiz Efendi minbere çıkarak bir hutbe okudu. Biz güfteye değil, hafizın bize Istanbul’u hatırlatan teganni tarzına dikkat ediyorduk. Biliyorduk ki Hafız da okuduğu hutbenin manasını bilmiyor. Fakat nağmeler onun hançeresinde titriyor, makamdan makama müselsel (ard arda) bir ahenk ile geçerek İstanbul nağmeleri saçıyordu. Biz ne vakitten beri bu nağmelerden uzak yaşıyorduk. Musikişinas değildik. Fakat işte bu nağmeler bizim dimağımızda bin ıirtına yarattı. Nerde olduğumuzu unuttuk.
Sayfa 315 - Ötüken
İcap ederse Tiyanşan dağları kana boyanacaktır. Buna Allah da şahit olsun.
Sayfa 294 - Ötüken
Reklam
5 Türk
Çok defa yırtık bir potini rüyalarımızda bile görmedik. Çok defa boş midelerimizin şikayetini durdurmak üzere yumruklarımızı karnımıza bastık. Pamirden Taklamakan çöllerinden ve her türlü vasıtalara malik seyyah kütlelerinin geçmeye cesaret edemedikleri yerlerden yalnız başımıza yürüyerek geçtik. Kırgızları ayaklandırarak, Mukden meydan muharebesinde Japonlara mağlup, fakat Türkistan ihtilallerini kanlı bir surette bastırmağa muvaffak olduğundan dolayı çarın sarayında büyük bir mevkiyi haiz olan meşhur general Kuropatkin ile muntazam muharebeler yaptık.
Sayfa 44 - ÖtükenKitabı okuyor
Hindistan'ın istiklâl cemiyetleri İngilizler aleyhine bir teşebbüslere başvursalar karşılarında mecusileri buluyorlardı ve mecusilerin reis-i ekberi Ağa Han idi.
Sayfa 80 - Ötüken
Altay silsilesi üzerinde idik. İli arazisine giriyorduk. Arazi yine çok yüksek olmakla beraber cümudiyelerden eser yoktu. Hatta latif manzaralara tesadüf ediyorduk. Büyük Kazgan, Ortanca Kazgan, Küçük Kazgan geçitleri üzerinden gidiyorken gönlümüz gözümüz açılıyordu. Tabiat buralarını süslemişti. Hele Ortanca Kazgan civa nndaki şelalenin manzarasına doyum olmazdı. Kim bilir kaç metre irtifadan çağlayan geniş bir su sütunu, taşları yıkıya yıkıya aşağıya düşüyordu?
Sayfa 171Kitabı okudu
Kadıncağız suzişli (yanık) bir lisan ile: «Candan ve maldan olduk" dedi. "Bir de evlattan da mı olalım?" Kırgız anası bu!.. Evladı ne kadar çok olursa olsun hepsine ayrı avrı muhabbet bağlar ve ne pahasına olursa olsun bunlardan ayrıl- mak istemez. Halbuki Çin Türkistanı ahalisinden birisine böyle bir teklif dermiyan olunsa belki de minnetle kabul ederdi. Kırgızlarda aile muhabbeti çok büyüktür. Onlarda kadın boşamak yoktur. Çin Türkistanı'nda ise çocuklar bir kaç günlük bir izdivacın mahsulüdür. Çocuk birisinde ailenin kıymetli bir uzvu, diğerinde ise baş belasıdır.
Sayfa 277 - Ötüken
Reklam
204 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.