Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Modern Türkiye'nin Kurucusu Dahi Generalden Liderlik Üzerine Dersler

Atatürk

Austin Bay

Atatürk Sözleri ve Alıntıları

Atatürk sözleri ve alıntılarını, Atatürk kitap alıntılarını, Atatürk en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tarihte Müslüman bir ulusu Batılı parlamenter demokrasiyle yönetilen laik bir devlet haline dönüştürmeyi başaran tek liderdi.
"Bundan sonra olacaklar için size ihtiyacım var." - Mustafa Kemal
Sayfa 195Kitabı okudu
Reklam
Mustafa Kemal, 9. Tümen'in geri çekilen askerlerine, "Neden kaçıyorsunuz?" diye sordu. Askerler, "Düşmandan komutanım," diye cevap verdi. "Nerede?" "Orada," diyerek Düztepe'yi gösterdiler. Bir düşman hattının ilerlemekte olduğuna kuşku yoktu. Düşman askerleri Mustafa Kemal'e, komutanı olduğu ve doğu yamacından gelmekte olan 57. Alay'dan daha yakındaydı. O anda aklıyla mı yoksa sezgileriyle mi hareket ettiğini kendisi de bilmiyordu. Geri çekilmekte olan askerlere dönerek, "Düşmandan kaçılmaz," dedi. "Mermimiz bitti," diye karşılık verdiler. "Merminiz yoksa süngünüz var." Askerlere süngü takıp yere yatmalarını emretti. Onlar emri uygulayınca düşman askerleri de yere yattı. Böylece Osmanlı birlikleri zaman kazanmıştı. Mustafa Kemal'in doğaçlama hilesi işe yaramıştı. Avustralyalılar Türklerin durup döndüğünü ve yere yattığını gördüler. Birbirini izleyen bu hareketler tecrübeli piyadeler için pusu belirtisi anlamına geliyordu. Süngü takmaksa saldırgan bir tavrın göstergesiydi. Bu kurnazca cesaret gösterisi işe yaramıştı. 57. Alay'ın önden giden taburu birkaç dakika içinde yetişti ve böylece Osmanlı ordusunun geri çekilmesi sona erdi. Mustafa Kemal askerlerine o çok iyi bilinen emrini verdi: "Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum! Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfinda yerimizi başka kuvvetler ve komutanlar alabilir!" Türklerin sabah 10.24'te başlayan karşı taarruzuyla birlikte Mustafa Kemal Atatürk'ün tarih yazan yükselişi de başlamıştı.
Sayfa 22 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Padişah için önce hanedanın ayrıcalıkları, sonra Türkiye geliyordu.
Sayfa 169Kitabı okudu
edin edin siz de nefret edin.. (=
21. yüzyıldaki savaşların da Atatürk ve mirasıyla doğrudan ilgisi vardır. Usame bin Ladin 11 Eylül saldırısının öncesi ve sonrasında ileri sürdüğü tezlerde Müslümanların "seksen yıldan beri" öfke içinde yaşadığından bahsetmişti. Onun seksen yılla kastettiği olay, başta halifelik olmak üzere kalıplaşmış Osmanlı kurumlarının yerini alan Atatürk'ün toplumsal, ekonomik ve siyasi modernleşme programlarıdır. Nüfusun ezici çoğunluğunun Müslüman olduğu cumhuriyet Türkiyesi'nde, Atatürk devlet işlerini Müslüman din adamlarının elinden sistematik biçimde ayırırken ülke şeriatla değil seçimle belirlenen meclisin çıkardığı yasalarla yönetilmeye başlandı. İşte El Kaide Atatürk'ten bu yüzden nefret etmektedir.
"O güzelim Selanik'i düşmana nasıl teslim edersiniz?" - Mustafa Kemal
Sayfa 91 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1927'de, yani savaşın Yunanlar için felaketle sonuçlanmasın­dan beş, Lozan Antlaşması'ndan dört yıl sonra Arnold Toynbee ve Kenneth Kirkwood büyük bir hayretle şunlarıı yazıyordu: "Ve dünya beklemediği bir şaşkınlık içinde, yenilgiye uğrayıp bariz biçimde dağılmış bir ulusun enkazdan ayağa kalktığını, dünyanın en büyük uluslarıyla mutlak eşitlik şartları altında karşı karşıya geldiğini ve Büyük Savaş'ın mağrur galiplerinden hemen her talebini aldığını gördü." Toynbee 'nin tahminine göre Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı'nı kazanmasının ardından Mustafa Kemal'in gerçekleştirdiği siyasi ve kültürel devrim küresel süreci yansıtıyordu. Bu sürecin oluşma aşamasını Çin, Japonya, İran , Arap Orta Doğusu ve özellikle Hindistan'da görmüştü. Meiji Restorasyonu döneminde devrimci bir çıkış yaşayan Japonya o zamanlar hızlı modernleşmenin en başarılı örneği olarak gözüküyordu. Fakat Mustafa Kemal'in liderliğini yaptığı yeni Türkiye Cumhuriyeti şaşılacak ölçüde dev adımlar atmıştı. Gawrych'e göre Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı "20. yüzyılda görülecek yarı -direniş hareketinin nihai zafere ulaşmak amacıyla çok başarılı biçimde icra edilmiş ilk örneğiydi." 20. yüzyılda daha sonra yaşanan milliyetçi bağımsızlık hareketleri (örneğin Cezayir) Mustafa Kemal'in yöntemlerini kopya etmişti.
Sayfa 193 - Pegasus Yayınları.
Mustafa Kemal'in mesleğine düşkünlüğü onun mücadeleci kişiliğini öne çıkarmıştı
Muhtemelen yirminci yüzyılda yaşamış hiçbir lider, ülkesi için Mustafa Kemal Atatürk kadar çabalamamıştır.
Sayfa 11 - Pegasus Yayınları.
"Nüfusun ezici çoğunluğunun Müslüman olduğu cumhuriyet Türkiyesi'nde, Atatürk devlet işlerini Müslüman din adamlarının elinden sistematik biçimde ayırırken ülke şeriatla değil seçimle belirlenen meclisin çıkardığı yasalarla yönetilmeye başlandı. İşte El Kaide Atatürk'ten bu yüzden nefret etmektedir."
Reklam
Mustafa Kemal'in askeri içgüdü ve öngörü konusunda kendi etkileyici metaforunu kullanmak gerekirse, Çanakkale Savaşı'nın ilk saatlerinde kılıcıyla değil dürbünüyle savaşmıştı.
Osmanlılar Almanlara orduyu ancak 1915'te seferber edebileceklerini bildirdi. Eylül ayı geldiğinde Almanya doğu ve batı cephelerinde kesin zaferler kazanmayı başaramamıştı. İngiltere ve Rusya'nın dikkatini başka yere çekmesi gerekiyordu. Ekim ayında Osmanlı yönetiminden harekete geçip donanmanın Rusya'nın limanlarına saldırarak Kafkas cephesini oluşturmasını, ordunun Sina Çölü'nden saldırıp Süveyş Kanalını tehdit etmesini istedi. Enver Paşa bu isteği kabul etti. Talat ve Cemal paşalar da onun kararına uydular. Alman askerlerinin bulunduğu Yavuz (Goeben) kruvazörü 29 ve 30 Ekim'de Sivastopol ile Odesa'yı bombaladı. Bu deniz saldırısının ayrıntıları belirgin olmasa da Rusya 2 Kasım 1914'te savaş ilan etti. Onu 5 Kasım'da Britanya ve Fransa izledi. Britanya'nın savaş ilanı pek aceleci tarzdaydı. 3 Kasım'da kraliyet donanmasına ait bir filo Kumkale (Çanakkale Boğazı'nın Anadolu kıyısının batı ucunda) ve Seddülbahir'i bombaladı. Seddülbahir'in cephaneliğine isabet eden bir top mermisi kalenin yıkılmasına ve sahildeki on topun yuvasından çıkmasına neden oldu.22 İstanbul hükümeti 11 Kasım'da Üçlü İttifak'a resmen savaş ilan etti. Osmanlı İmparatorluğu, İttifak Devletleri üyesi oldu. Böylece çökme aşamasındaki Osmanlı hanedanı, Avusturya-Macaristan'ı yöneten Habsburglar ve Almanya'nın Hohenzollern hanedanıyla müttefik olmuştu. Tarihçi Hew Strachan bu konuda şunu yazmıştı: "Bugün dönüp geriye baktığımızda, Goeben ve Breslau'nun Çanakkale Boğazı'ndan geçmesine izin verdiği andan itibaren Türkiye'nin savaşa girmesi kaçınılmaz olmuştu."
Sayfa 115 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
İslam ile Hristiyanlık, Avrupa ile Asya arasında bir köprü kuran Atatürk devrimleri, Güney Asya, Afrika ve Güney Amerika da dâhil olmak üzere gelişmekte olan dünyayı etkilemeye devam etmektedir.
Sayfa 25 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Jön Türkler siyasi açıdan özgürleşmiş, çok uluslu bir imparatorluk hedeflediklerini ilan etmelerine rağmen, Balkanlar milliyetçi kumpasların, tarihi öçlerin, etnik düşmanlıkların şiddet yoluyla sergilendiği bir mozaik halin­deydi.
Sayfa 71 - Pegasus Yayınları.
Batı Avrupa' da büyük bir yıkıma yol açan din kaynaklı Otuz Yıl Savaşı 'nı sona erdiren Vestfalya Barışı (1648), dini toplulukları devlet işlerinden uzaklaştıran süreci başlatmıştı. Bu ilkeler zamanla Batı Avrupa'da siyasi uygulama haline geldiler.
Sayfa 66 - Pegasus Yayınları.
213 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.