Bir Ömrün Öteki Hikayesi

Atatürk ile Allah Arasında

Sinan Meydan

Atatürk ile Allah Arasında Posts

You can find Atatürk ile Allah Arasında books, Atatürk ile Allah Arasında quotes and quotes, Atatürk ile Allah Arasında authors, Atatürk ile Allah Arasında reviews and reviews on 1000Kitap.
1343 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 20 days
Atatürk'ün din hakkındaki düşünceleri üzerine yapılmış en kapsamlı araştırma diyebiliriz. O dönemde din konusunda yaşanan olaylar, Atatürk'ün din konusunda söyledikleri kaynakları ile beraber detaylı olarak anlatılmış. Kaynaklar ve 1930 yılında okullarda okutulan tarih kitapları ortadayken, Sinan Meydan gibi bir araştırmacının bunca delile rağmen, Atatürk'ün İslam'a bakışını sürekli olarak değiştirmeye çalışması ve Atatürk'ü Müslüman kimliğe büründürmeye çalışması, yazarın saygınlığına uygun olmayan bir davranış olarak düşünebiliriz. Sinan Meydan'ı İslam konusunu da araştırmaya davet ediyorum. Orta Çağ köleci erkek toplumun kültürü İslam'ı Atatürk'ün benimsemesi düşünülebilir mi?
Atatürk ile Allah Arasında
Atatürk ile Allah ArasındaSinan Meydan · İnkılap Kitabevi · 2016268 okunma
1343 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 12 days
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün manevi hayatı ile ilgili yazılmış gayet objektif ,eleştirel ve en kapsamlı kitap olduğunu düşünüyorum. Özellikle dikkatimi çeken bir kısım oldu ki delilleri ile ortaya konmuş bir konuydu... Atatürk'ün nasıl sahte Atatürkçüler tarafından putlaştırıldığı ve bundan Siyasal İslamcı Atatürk düşmanlarının nasıl istifade ettiğiydi. ''Türk Milletinin canını, malını, namusunu, vatanını düşman işgalinden kurtaran, tarihi bilgi ve belgeler ile ispatlanmış bir liderin'' günümüzde tüm bu yaptıkları nankörlük ve aymazlık seviyesinde yanlış, yıkıcı ve kulaktan dolma bilgiler sadece Atatürk'ün manevi dünyası ele alınarak görmezden gelinmesi kadar vahim bir şey yoktur. Burada önemli olan Atatürk'ün kişisel dini inancı değil milletine olan bağlılığı ve fedakarlığı önemlidir. Geri kalan konular kitabın adı gibi Atatürk ile Allah arasında kalan konulardır. Zaten yazarda bunu kitabın 627. sayfasında kısa bir özet şeklinde belirtmiş. Atatürk'ün manevi dünyasını merak edenler ve İslam üzerindeki radikal devrimlerinin nedenlerini merak edenler için mükemmel bir kaynak.
Atatürk ile Allah Arasında
Atatürk ile Allah ArasındaSinan Meydan · İnkılap Kitabevi · 2016268 okunma
Reklam
Tarih tekerrürden ibarettir...
....DP dinsel özgürlük kılıfı altında büyük bir hızla Atatürk devrimlerinden ödünler vermeye devam etmiştir. CHP yi "dinsizlikle"itham ederek kendisini İslam'ın koruyucusu olarak gösteren DP bilhassa ekonomide başgösteren sıkıntıları dinsel ödünlerle gizlemeye çalışmıştır. Ekonomik durumun gittikçe bozulması üzerine güç kaybeden DP İslam'ı daha açık kullanmaya ve yeni ödünler vermeye başladı. 1957 seçimlerinde dinsel sloganları ağırlıklı kullanırken NURCULARLA da seçim ittifaklarına girdi. 1958'DE İSE YİNE NURCULARIN ANTİ LAİK PROPAGANDALARINA GÖZÜM BULURKEN RADYO ANTİ-LAİK DİNİ PROGRAMLAR ARTTIRILIYORDU. BAŞBAKAN MENDERES 19 EKİM 1958'DE EMİRDAĞ'DA YEŞİL TURALI BAYRAKLARLA VE SAİT NURSİ TARAFINDAN KARŞILANMAK TAN MEMNUNİYET DUYUYORDU. Menderes parti grubunda yaptığı bir konuşmasında da milletvekillerine siz isterseniz hilafeti bile geri getirirsiniz diyerek Atatürk devrimlerine ihanet etmekten ve Cumhuriyetin laik karakterine zarar vermekten çekinmemiştir.
Sayfa 610Kitabı okudu
.... Menderes daha önce de 29 Mayıs 1950'de TBMM'de yaptığı bir konuşmada Atatürk devrimlerini halk tarafından kabul edilenler ve kabul edilmeyenler olarak ikiye ayırmıştır dolayısıyla Adnan Menderes'e göre halkın kabul etmediği devrimleri korumaya da gerek yoktur. Bu mantıkla DP döneminde bazı Atatürk devrimleri gericilerin saldırısına açık bırakılmıştır... . . . O günlerde bir DP milletvekili kendini tutamayıp şöyle demiştir "Demokrat parti din koruyuculuğunu da üzerine almıştır. Bu borcun ilk taksidini Allahu ekber ile ödemiştir Allahu ekber e dayanarak ileriye yürüyeceğiz bu yolda ölmek var dönmek.Yok Allah'ın yaktığı bu meşale söndürülmeyecek bilakis alevlenecektir. Adnan Menderes ve onun DP si Atatürk'ün dinde öze dönüş projesi çerçevesinde topluma yerleştirmeye çalıştığı hurafelerden arındırılmış anlaşılır,Türkçe, yani ulusal İslam anlayışını yavaş yavaş tahrip ederken bu tahribatı din koruyuculu olarak adlandırılmıştır. Böylece rejim karşıtlarına mültecilere oy uğruna akıl almaz tavizler verilmiş din hiç olmadığı kadar istismar edilmiştir. "Şimdiye kadar baskı altında bulunan dilimizi baskıdan kurtardık. İnkılap sofralarının yaygaralarına ehemmiyet vermeyerek ezanı Arapçalaraştırdık. Türkiye Bir müslüman devlettir ve Müslüman kalacaktır Müslümanlığın bütün icaplarını yerine getirilecektir." Adnan Menderes 1951 DP İzmir 2.Kongresi
Sayfa 609Kitabı okudu
Döneminin bazı tanıklarına göre 1930 yılına kadar izlenen politikalar güya halk üzerinden manevi anlamda bir boşluk yaratmış ya da mevcut boşluğu dolduracak atılımları yapamamıştır ! Doğrusu bu iddia üzerine biraz durup düşünmek gerekir çünkü eğer gerçekten halkta bir manevi boşluk varsa bu üç beş yıllık Cumhuriyet döneminde yapılan devrimlerden, yanlışlardan değil yüzyıllar boyunca devam eden yanlış politikalardan, çürük anlayışlardan kaynaklı bir boşluktur. Yüzyıllardır inandığı dinin kutsal kitabını bile kendi dilinde okuyup anlamasına izin verilmemiş, kendi dili Türkçeyi bile doğru dürüst öğrenmemiş (Osmanlı'da Medreselerde Türkçe yasaktı) akla ve bilime dayalı eğitimle yetiştirilmeyen, okullarında felsefe dersinin yasak olduğu, kadınların dinsel gerekçekler ile adeta toplumdan dışlandığı, toplumun her yanının tarikatlara, tekkelere, hacılara, hocalara, hurafelerle, bağnazlıkla kuşatıldığı; düşünmek sorgulamak yerine inanmanın ve biat etmenin esas olduğu bir toplumda halkta manevi bakımdan bir boşluk yoktu da ne olduysa 1923-1930 arasındaki Atatürk devrimleri ile mi oldu; halk manevi boşluğa düştü demek tarihi tersyüz etmektir.
Sayfa 447Kitabı okudu
Serbest Cumhuriyet Fırkası olayıyla su yüzüne çıkan hoşnutsuzluğun yalnız maddi ve iktisadi nedenlerden değil Ruhi ve fikri nedenlerden kaynaklandığını ileri sürenler vardır. Örneğin Ahmet Hamdi Başar şu değerlendirmeyi yapmıştır... "Yokluk yoksulluk ve boşluk içinde ve bir şeyler aramak ihtiyacı karşısında kalan gençlik ya hiçbir şeye inanmayarak tembel,maddi ve dejenere oluyor yahut da yabancı idaellerin ve ideolojilerin tesirleri altında kalıyordu. Millet hesabına en çok korkulacak şeyler bunlardı...."
Sayfa 447Kitabı okudu
Reklam
613 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.