Osmanlı Devleti’nin son yıllarında ortaya çıkan “harflerin ıslahı” meselesi ile başlayan harf devrimi süreci,Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk dilinin yapısına en uygun görüp buna göre düzenlediği Latin temelli Türk alfabesinin yeni Türk devletine tatbikiyle bugünkü halini alır. Yeni harflerin öğretimini de bizzat başöğretmen Atatürk şehir şehir dolaşarak tatbik etmiştir.
Gerek Osmanlı gerek cumhuriyet dilci ve münevverleri halkın okuma yazma konusundaki geri kalmışlığının farkındadır. Bu sebeple süreç içerisinde “Arap harflerinin bağlanmadan yazılması,Latin harflerinin benimsenmesi(bu görüş
ilkin Azerbaycan Türklerinden Mirza Fethali Ahundzade tarafından öne sürülmüştür.),üstün ve ötre kullanılması” gibi çeşitli öneriler sunulsa da soruna çare olacak bir uygulamaya geçilememiştir. Latin harflerine karşı çıkan -Fuat Köprülü gibi-aydınlar var olsa da nihayet 1 Kasım 1928 itibari ile yeni Türk alfabesi resmen kabul edilmiştir.