Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Atatürkçü Düşünce Işığında Eğitim Politikamız

Mahmut Âdem

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Yaşamın her kesitinde olduğu gibi eğitimi de bilime ve akla dayandırmak en doğru yoldur. Çağdaş Türk insanının yetiştirilmesinde izlenecek yöntemin ne olması gerektiğini Atatürk şu veciz sözlerle açık seçik ortaya koymuştur: "Yaşamda en gerçek yol gösterici bilimdir, fendir".
Yeni Türk toplumunun eğitimi nasıl olacak, Doğu modeli mi, Batı modeli bir eğitim mi olacak? Bu tartışmaları Atatürk şöyle noktalar: Efendiler! Asırlardan beri milletimizi idare eden hükümetler eğitimimizi geliştirme çabalarında bulunmuşlardır. Ancak bu amaçlarını gerçekleştirebilmek için Doğuyu ve Batıyı taklit etmekten kurtulamadıkları için sonuçta milletimiz cehaletten kurtulamamıştır.
Reklam
17 Nisan 1940 tarihinde "bozkır yeşerten" Köy Enstitüleri kurulmuştur.
Laik eğitim düzeninde; güneş sistemi, yerbilim, gökbilim gibi konular dogmatik değil, bilimin ışığında incelenebilir. Laik eğitim; okullarında hiçbir dinin ya da mezhebin kurallarının zorunlu olarak öğrencilere öğretilmediği bir düzendir. Laik eğitimin hedefi; bağnaz olmayan, özgür düşünceli insan yetiştirmektir. Öyleyse demokrasinin güçlenmesi için laik eğitimin birinci görevi; Türk insanına özgür düşünme, davranış ve yeteneği kazandırmaktır.
Siyasal demokrasi, ancak belli bir ekonomik gelişmişlik düzeyinden itibaren, gerçekten işlerlik kazanabilir. Üçüncü Dünya ulusları kapitalizm yoluyla bu düzeye hızlıca ulaşamazlar: Asya, Afrika ve Lâtin Amerika'nın evrimine hakim olan bu iki temel noktadır: Buna karşılık komünizmin önerdiği çözümler, bu yörelerde etkili olmamıştır. Komünizmin geçiş evresi denilen evrede, tüm ulusların yöneldiği hem politik, hem ekonomik tam demokrasiye ulaşmak için en doğru yol, siyasal özgürlüklerin tümüyle sanayileşmeye feda edilmesi değildir. Çünkü diktatörlük ve kurumları ya da Batı'daki kapitalist düzen bir kez yerleşti mi söküp atılması, çok güçtür. Hatta üretimin büyümesini sağlamak için bu vahşi yöntemlerin en iyi yöntemler olduğu da kesin değildir: Gereğinden çok fazla merkezi olarak planlanmış bir ekonominin savurganlıkları, kayıpları ve yanlışlıkları belki gereğinden fazla olan liberal bir ekonomideki denli büyüktür. Bunu, hemen hemen tüm geri kalmış ya da gelişmekte olan uluslar, az çok net olarak bilmektedirler. Bu nedenle anılan ülkeler; Atatürkçülüğün öncüsü, hatta ta kendisi olduğu bir karma siyasal ve ekonomik çağdaşlaşma yönetim biçimini benimsemişlerdir.
Reklam
1950'li yıllarda Köy Enstitüleri, 1980'lerde de yine Öğretmen Okulları (ilköğretmen, eğitim enstitüsü, yükseköğretmen) kapatılarak İmam-Hatip Okulları açılmış, bundan öğretmenlik mesleği büyük yaralar almıştır. Böylece ülkemizde öğretmen eğitimi yozlaştırılmıştır.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.