Atatürk'le On Beş Yıl (Dini Hatıralar)

Hafız Yaşar Okur

Atatürk'le On Beş Yıl (Dini Hatıralar) Quotes

You can find Atatürk'le On Beş Yıl (Dini Hatıralar) quotes, Atatürk'le On Beş Yıl (Dini Hatıralar) book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Atatürk'ün Yazdığı Mersiye
Büyük Türk ordusu Büyük bir kahramanım toprağa veriyor Ulu Türk milleti Değerli bir evlâdını toprağa veriyor. Toprak ! Bu değerliyi koynuna almaktan zevk mi duyuyorsun ? Bize dersin ki Bu kıymetliniz bağrımda Açacaktır kahraman çiçekleri Sükûn buluruz Sükûn buluruz Ancak o zaman Gözlerimizin yaşı Seni sular. Buu mersiyeyi yarın Millî Müdafaa Müsteşarı Derviş Paşamn kabrine koyunuz» diye emrettiler. Ertesi günü Derviş Paşanın cenazesi büyük merasimle Maçka Mezarlığına götürüldü. Merasim sırasında mersiyeyi segâh makamında okudum. Gözlerimizin yaşı toprağı suladı ve ancak o zaman sükûn buldük.
Atamın emirleriyle şehitlerimizin ruhuna hediye edilen bu hatm-i şerif kıraatlarında İlâhî nağmeler cami duvarlarında ihtizazlar yaparak dalga dalga yayılırdı.
Reklam
Ertesi akşam Dolmabahçe sarayına gittim. Atamın huzurlarına kabul edildim. Çanakkale merasiminin tafsilâtını verirken bu fırtına bahsine gelince, Atatürk, o yağmur ve rüzgâra rağmen Mevlide devam edişime o kadar miitehassis oldu ki hiç unutmam.. Elini tekrar, tekrar masaya vurarak : Aferin Hafızım, çok güzel yapmışsın Vazife başında iken taş yağsa, insan yerinden kıpırdamaz» diye iltifatta bulundular.
« Yasin» Sûresi böylece hitama erdikten sonra, Türkçe olarak şu duayı yaptım : «UIu Tanrım! Bu okuduğum Yâsini şeriften hâsıl olan sevabı Cenab-l Muhammed Efendimiz Hazretlerinin ruh-i saadetlerine ulaştır Tanrım! Hak ve adâlet üzere hareket edenleri sen pâyidar eyle! Türkiye Cumhuriyetini ilelebet payidar kıl. Türk milletini Sen muhafaza eyle. Şanlı Türk ordusunu ve onun değerli, kahraman, kumandan ve erlerini karada, denizde, havada her veçhile muzaffer lal Yarabbi! Vatan uğrunda feda-" can ederek şehit olan asker kardeşlerimizin ruhlarını şad eyle. Vatanımıza kem gözle bakan düşmanlarımızı perişan "le. Topraklarımıza bol bereket ihsan eyle. Memleketin ve milletin refahına çalışan büyüklerimizin umurlarında muvaffak bilhayr eyle. Âmin.»
Milletin reisi olan zatın halka doğruyu söylemesi ve halkı aldatmaması, halkı, umumi ahvalden haberdar etmek son derece ehemmiyetlidir. Çünkü her şey açık söylendiği zaman halkın dimağı faaliyet halinde bulunacak, iyi şeyleri yapacak ve milletin zararına olan şeyleri reddederek, şunun veya bunun arkasından gitmeyecektir.
Arkadaşlar! Hepinizden ayrı ayrı memnun kaldım. Bu mübarek ay vesilesiyle camilerde yaptığınız mukabelenin son sahifelerini Türkçe olarak cemaate izah ediniz. Halkın dinlediği mukabelenin manasını anlamasın da çok fayda vardır.
Reklam
Türkçe Kur’an okunma hadisesinin aslı,
Atamın, Yere Batan Camiinde «Yasin Sûresi» nin tercümesini okumamı emretmesi üzerine keyfiyet matbauata aksettirilmişti. Ertesi günü bütün sabah gazeteleri bu haberi şu başlık altında veriyorlardı: «Hafız Yaşar, bugün Yere Batan Camiinde Türkçe Kur'an okuyacaktır.» Bu haber İstanbulda bomba tesiri yaptı ve taassubu gıcıkladı. Kur’ânın Arapça nâzil olduğu, tek kelimesine dokunulmayacağı gibi fısıltılar kulaktan kulağa dolaşıyordu. Nitekim aynı gün tramvayda da böyle bir konuş­maya şahit oldum: «— Nasıl olur, diyorlardı. Kur’ân nasıl Türkçe okunurmuş?» Halbuki gazeteler haberi yanlış aksettiriyorlardı. Ben Türkçe Kur'an okumayacaktım. «Yasin Sûresi»ni Arapça okuyacak, Cemil Sait Beyin tercümesini de cemaate nakledecektim.
Sayfa 15 - 4. Yasin Sûresinin TercümesiKitabı okudu
Tanrı uludur,
Hafızlar ikişer ikişer oldular ve şu metin üzerinden meşke başladılar: «Allah büyüktür, Allah büyüktür.» Sultan Selimli Hafız Rıza Efendi bu tercümeye itiraz etti. Bolu mebusu Cemil Beye dönerek: «- Efendim, dedi: Türkün Tanrısı vardır. Bu «Tanrı» şeklinde okunursa daha muvafık olur kanaatindeyim.» Rıza Efendinin teklifini Cemil Bey pek ilgi çekici bulmuş olmalı ki, arzetmek üzere hemen Atatürk'ün huzuruna girdi. Döndüğü zaman hepimizi Gazinin yanına götürdü. Atatürk, tekbir tercümesinin sadeleştirilmesi hususunda gösterilen arzu üzerine: «- Peki arkadaşlar, dedi: Tekbirin tercümesini okuyunuz bakalım.» Okundu: «Tanrı uludur, Tanrı uludur. Tanndan başka Tanrı yoktur. Tanrı uludur, Tanrı uludur ve hamd ona mahsustur.» Atatürk bu tercüme şeklini çok beğendi.
Sayfa 12 - 3. Bayram TekbirleriKitabı okudu
«Hutbeden maksat, halkın aydınlatılması ve doğru yolun gösterilmesidir. Başka şey değildir. Yüz, iki yüz, hattâ bin sene evvelki hutbeleri okumak,insanları cehl ve gaflet içinde bırakmak demektir. Hutbeyi okuyanın her halde halkın kullandığı dili kullanması lâzımdır. Geçen sene B.M.M. de irat ettiğim bir nutukta demiştim ki: «Minberler halkın dimağları, vicdanları için bir feyz menbaı, bir nur menbaı olmuştur.» Böyle olabilmesi için minberlerde aksedecek sözlerin bilinmesi ve anlaşılması, fennî ve ilmî hakikatlere uygun olması lazımdır. Hatiplerin siyasî, içtimaî ve medenî ahvali her gün takip etmeleri zaruridir. Bunlar bilinmediği takdirde halka yanlış telkinler verilmiş olur. Binaenaleyh hutbeler tamamen Türkçe ve zamanın icaplarına uygun olmalıdır ve olacaktır.»
Sayfa 32 - 7. Atatürk’ün Balıkesir’deki HutbesiKitabı okudu
Büyük Atatürk bir çok vesilelerle şöyle demiştir: «Mukaddes mihrabı, cehlin elinden alıp ehlinin eline vermek zamanı gelmiştir.»
47 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.