Benim kanâatim o idi ki ve dâima o oldu ki, dünyada insan diye yaşamak isteyenler, insan olmak vasıflarını ve
kudretini kendilerinde görmelidirler... Bu uğurda her türlü fedâkârlığa râzı olmalıdırlar. Yoksa hiçbir medenî millet, onları kendi sırasında ve safında görmek istemez.
fakat ben, başı ve nihayeti malum olmayan, kimi kendini alim, kimi kendini dahi, kimi kendini diktatör, kimi kendini doktor farzeden bu adamların naçiz Mustafa Kemal’e bir şey yapamayacaklarından emindim.
“Evet, İttihat ve Terakki’nin mümessili değilim. Fakat müsaadenizle söyleyeyim ki İttihat ve Terakki vatanperver bir cemiyet idi. Başlangıcından çok zaman sonrasına kadar ben de bu cemiyet içinde bulundum. Çok kusurları ve yanlışları olabilir. Ama vatanperverliği münakaşaların üstündendir.”
Sayfa 91 - Pozitif Yayınevi, 3. Baskı | Harekete HazırlıkKitabı okudu
Fevzi Paşa'ya dedim ki: "Paşam vaziyeti nasıl değerlendiriyorsunuz?"
Gök gürler gibi bağırarak:
"Anlamıyorum ki efendim..." dedi.
(Ve sağ elinin şehâdet parmağı ile haritada İstanbul noktasını göstererek) "Buradaki rahatımızı fedâ etmemek için koskoca memleketi veriyoruz, bu ne akıldır?"