“ Belki bir gün yıkılıverir.” diyorlardı.
Onlar boş hayalleri olan insanlar değil, en küçük bir olasılığı bile göz önünde tutmaya çalışan adamlardı. Bu tipler asla tam olarak tutsak edilemezlerdi: tutsak kaçma isteğini unutana denirdi.
...”mahkumun saatleri üst üste yığılır, parktaki kuru yapraklar gibi koca bir yığın oluşturur, ama ilk yayanın atacağı o ilk adım hepsini rüzgarda savrulan tozlara dönüştürerek yok olmalarına yeter.”