Comments and Reviews
Bizde umutsuzluk filan yoktu!
Halide Edip Adıvar 'in kurtuluş savaşı sırasında gönüllü olarak görev yaptığı sırada yazdığı bu romanı büyük bir heyecan ve aynı zamanda üzüntüyle okudum.
Romanın kahramanlarından Peyami'nin dilinden okuyoruz bu kitabı. Savaş sırasında iki bacağını da kaybetmiş olan Peyami 'nin günlüğü gibi bir şey aslında
Peyami Şişli de yaşayan o dönemin iyi ailelerinin birinin oğlu. Annesi akrabalarından Ayşe ile evlendirmek ister ama o bundan kaçmak için yurt dışına çıkar. Asıl olay döndüğünde başlar. Duyduğu pişmanlığı dile getirir.
Ayşe İzmir olaylarında ailesini kaybeder ve İstanbul a gelir. İntikam hırsı ile milli mücadeleye katılır. Peyami de Ayşe ye olan aşkından peşinden gider.
Peyami olayları anlatırken bir geçmiş döneme bir kendi dönemine gider gelir. Kafasında ki mermi düşüncelerini karıştırır bir haldedir.
Peyami'nin ameliyat olması gerekmektedir. Kitabın sonu burda sizi şok edecek bir şekilde bitiyor.
Kurtuluş Savaşı sırasında ki o barut,kan, yaralı asker çığlıklarını okurken yaşıyorsunuz. Onca acılar içinde kurtarılan bir vatan ve saf temiz bir aşkın öyküsü bu kitap.
Okurken keşke hiç bitmesin dediğim kitaplardan biri oldu. Şimdiden okuyacaklara keyifli okumalar 
Halide Edib Adıvar
Sırtında ateşten bir gömlek taşımak!
"Bu ıssız Anadolu mezarlıklarında ne kadar
sevgili bıraktık, geçtik..." (s.88).
Milli Mücadele denilince hemen herkesin aklına gelen en önemli isimlerden biri de Halide Edib Adıvar'dır. Gerçekten de o, kadınların henüz sosyal yaşamın içerisinde çok da görünür olmadığı bir dönemde İzmir'in işgalini protesto amacıyla İstanbul Sultanahmet
