Atlas - Sayı 312 (Mart 2019)

Atlas Dergisi

Atlas - Sayı 312 (Mart 2019) Quotes

You can find Atlas - Sayı 312 (Mart 2019) quotes, Atlas - Sayı 312 (Mart 2019) book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Bitkisel sütler, peynir, salam, sosis, sucuk, köfte, hatta dönerin bile vegan versiyonu bulunuyor.
Doktor Murat Kınıkoğlu ise veganlığı “keşfetmek” olarak açıklıyor. Bu keşifte abilerinin yaşadığı kalp sorunlarının payı yüksek. Bir abisini kalp krizinden kaybedip bir abisine de stent takıldıktan sonra o da kalp krizini bekler olmuş. Ta ki, Doktor Caldwell Esselstyn’in bitkisel beslenerek damarların açılabileceğini gösteren bir yayınına rastlayana kadar. Bu yayından sonra sekiz yıl boyunca pesco-vejetaryen, yani balık ve su ürünleri yiyerek beslenmiş, son dört buçuk yıldır ise vegan. Yağı ve şekeri de hayatından çıkarmış. Kınıkoğlu kolesterol sorununun kalmadığını, tansiyonunun düştüğünü söylüyor: “Kendimi iyi hissediyorum. Aynı beslenmeyi uyguladığım hastalarımdan da hep olumlu geri dönüşler alıyorum.”
Reklam
Arkeolojik kazılarda çok önemli sonuçlara ulaşılmıştır. Bunlardan biri Afrika’dan yaklaşık 1 milyon 300 bin ila 1 milyon yıl öncesinde çıkan Homo erectus’un Orta Anadolu’da Göllüdağ eteklerinde yaşadığı ve değişik tekniklerde aletler ürettiğidir. Böylece Homo erectus’un Anadolu üzerinden Avrupa’ya geçtiği tezi güçlenmektedir. Bir diğer önemli sonuç ise Göllüdağ buluntularının önemli bir bölümünü oluşturan, “levallois” denilen teknikle yapılmış ve bir tasarım gerektiren çekirdeklerin yoğunluğunun, Neandertaller’in (200 bin-40 bin yıl) bölgede yaşadığını göstermesidir.
Kapadokya’nın sönmüş volkanlarından Göllüdağ, jeolojik ve arkeolojik değeriyle Niğde’nin cevheri. Dünyada nadir görülen obsidyen kaynakları açısından çok zengin olan dağ, sadece bu bölgede değil, Ortadoğu’nun birçok köşesinde tarih öncesinin sanatçılarına çok değerli bir malzeme sundu. Göllüdağ’ın zorlu yükseklerine inşa edilmeye başlanmış, ama tamamlanmadan terk edilmiş geç Hitit yerleşimi ise gizemini hâlâ koruyor.
Dünyanın dini içerikli en uzun rotası olan Camino de Santiago, 1987 yılında “İlk Avrupa Kültür Yolu” olarak tescil edildi ve aynı yıl UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yerini aldı.
Göbeklitepe’ye ilişkin bildiğimizi düşündüğümüz bazı konular hâlâ tartışılıyor. Bu konuların başında Göbeklitepe’nin bir kült alanı olduğu yolundaki görüş geliyor. Bilindiği gibi Göbeklitepe’deki anıtların bir tapınma kültürünü işaret ettiği yolundaki görüş, arkeoloji ve tarih dünyasındaki hâkim paradigmayı oldukça sarsmıştı. Arkeolojik verilerle desteklenen bu paradigmaya göre avcılık ve toplayıcılıkla geçinen topluluklar, tarım ve hayvan yetiştiriciliği sayesinde yerleşik düzene geçmişler, inanç kurumları da bu dönemde ortaya çıkmıştı. İnsanın tarım yapmaya ve buna bağlı olarak yeni bir yaşam biçimini geliştirmeye başladığı dönem neolitik çağ olarak adlandırılıyor. Göbeklitepe’nin bulunmasının, bu paradigmaya gerçekte önemli bir darbe indirdiği düşünülüyordu. Çünkü Göbeklitepe’de bulunan T şeklindeki dikilitaşlar dünyanın ilk mabedi olarak tanımlandı. Bu ise tarıma henüz geçmemiş ve ağırlıklı olarak toplayıcılık ve avcılıkla yaşayan insan toplulukları döneminde de inanç kültürünün var olabileceği yolunda görüşlerin seslendirilmesine yol açtı.
Reklam
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.