Quotes
"Kürtler Türk veya Turanlı değildir, buz gibi İranlıdır. Konuştukları dil bozuk ilkel bir Farsçadır, tipleri de öyle. Aralarına karışmış az sayıda Türklerin bulunması veya dillerinde kelimelerden çoğunun Türkçe olması bu gerçeği değiştirmez."
Sayfa 23Kitabı okudu
''Atsız Beğ ömrünü fikirleri ile yaşayışını telif eden bir karaktere ve şahsiyete sahipti. İbnülemin Mahmut Kemal İnan'ın tarifi ile 'Atlıyı atından indirecek derecede şiddetli yazılar yazan' Atsız Beğ ateşli ve keskin üsluba sahip olmasının yanında hususi hayatında sakin, kibar, mülayim, nüktedan, şakacı idi. Kendisinden kaç yaş küçük olursa olsun herkese ''Bey'' diye hitap ederdi.Vakur davranışı ve tevazu içinde yaşayışı ile dimdik başı ve sağlam karakteri ile Atsız Beğ, Türk tarihinin derinliklerinden gelen Türk Beyi idi.''
Sayfa 132Kitabı okudu
Batı'nın doğuya göre çok yardım gördüğünü söylemek haksızlıktır. Kastamonu, Çankırı, Çorum gibi eski büyük “Kastamonu Vilayeti"ni teşkil eden illere hangi büyük yatırım yapılmıştır? Unutulmasın ki son savaşlarda en çok şehit bu illerin Türklerinden verildiği gibi ünlü kahraman Gazi Osman Paşa'nın Plevne savunmasını yapan erlerin çoğu da yine bu bölge halkındandı. Fakat onlar klasik Türk'e has sessizlik, alçakgönüllülük ve sabırla hiçbir hak iddia etmedikleri gibi devlete sadakatlerinde de hiçbir pürüz görülmemiştir.
"Çünkü insanlarda itidal yoktur. Güzel şeyleri aşırılıkla yozlaştırırlar."
Sayfa 29Kitabı okudu
"Namık Kemal, Sultan Aziz'in otoritesinden kaçarak yurt dışına çıktı. Fakat Fransa'ya vardığı zaman: "İşte şimdi gerçek vatanıma geldim. Beni Fransa yaratmıştır." demediği gibi, adının sonuna ne bir Maurois, ne de bir Marchand eklemedi. Namık Kemâl Türk'tü. Konyalı Bekir Ağa'nın soyundan geliyordu.
Nazım Hikmet ise: "Asıl vatanıma geldim. Beni Stalin yarattı." diye, hırsızlığını kahramanlık diye anlatan Çingene misali övündü. Verzanski diye bir İslav soyadı alarak dedesinin vatanı olan Polonya'nın tabiiyetine geçti ve Bizim Radyo adlı komünist radyosundan Türkiye aleyhine yayın yaptı. Çünkü kanı Türk değildi."
Sayfa 48Kitabı okudu
...Doğunun kazançları bu kadar da değil, Türkiye'deki bütün barajlardan büyük ve değerli olan Keban Barajı doğuda değil midir? Hazırda hidro-elektrik merkezi nerdedir? Adıyaman gibi küçük bir şehire 47.000.000 liralık bir dokuma fabrikası kurmak doğuya hizmet sayılmaz mı? Hakkâri gibi büyücek bir köy niteliğindeki il merkezine bile lise açan hükümet daha ne yapsın? Şüphesiz bunlarla doğuya yapılacak kuruluşlar bitmiştir demek istemiyorum. Şunu demek istiyorum ki “yapmayış” değil, imkânsızlıktan doğan bir “yapamayış” vardır...
Şunu asla unutmamalı: İmar ve kültür yolla gider. Doğunun dağlık oluşu, büyük suların geçit vermeyişi şimdiye kadar oraya medeniyetin istenildiği kadar girmesine engel oluyordu. Bunu “hükûmet doğuyu ihmal ediyordu” diye hükme bağlamak kasıtlı bir davranıştır. Fakat bu kasıtlı davranış doğunun halkından değil her pürüzü, her imkânsızlığı sömürerek ondan kendi çıkarlarına göre faydalanmak isteyenlerden gelmektedir.
Son yıllarda Atsız ve özellikle 1944 davasıyla ilgili ciddi yayınların olduğu hepinizce malumdur. Bu yayınlar arasında ise özellikle, Ahmet Bican Ercilasun, Nergishan Tekin, Yavuz Bülent Bakiler, Ozan Karabulak, Hayri Yıldırım, Talat Ülker, Cihan Özdemir'in çalışmaları dikkat çekicidir. Listeyi daha uzatmak da mümkündür.
Aklınıza hemen şu sorunun