En Eski Auschwitz'den Artakalanlar:Tanık ve Arşiv Gönderileri
En Eski Auschwitz'den Artakalanlar:Tanık ve Arşiv kitaplarını, en eski Auschwitz'den Artakalanlar:Tanık ve Arşiv sözleri ve alıntılarını, en eski Auschwitz'den Artakalanlar:Tanık ve Arşiv yazarlarını, en eski Auschwitz'den Artakalanlar:Tanık ve Arşiv yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bugün daha kökleşmiş olan bilinçlilik hakkımız, Oidipus bu suçları gerek kasıtsız gerek bilmeden işlemiş olduğu için bunların kendi eylemleri addedilemeyeceğinin kabul edilmesine dayanacaktır. Ama Yunanlı, sahip olduğu bilinç esnekliğiyle, bir birey olarak yapmış olduğu şeyin sorumluluğunu üstlenir ve kendi saf öznel öz-bilincini nesnel olarak söz konusu olandan ayırmaz... Ama onlar bunlardan [yaptıklarından] ötürü masum olduklarını iddia etmezler. Tam tersine, yaptıkları ve aslında yapmamak zorunda kaldıkları şey onların zaferidir. Böyle bir kahraman için masum davranmış olduğunu söylemekten daha onur kırıcı bir şey olamaz".
Hiçbir şey Auschwitz’e bu modelden daha uzak değildir.
“ben konuşuyorum” demek tıpkı “ben şairim” demek kadar çelişkili bir ifadedir. Bunun tek nedeni, onu konuşmaya dahil eden birey bakımından “ben”in her zaman zaten öteki olması değildir; hatta, bu öteki-ben, bir saf dil olayında kaldığı sürece, her türlü anlamdan bağımsız konuşuyor demenin (bu öteki-ben bir konuşma olanaksızlığı içinde bulunuyor -söyleyecek hiçbir şeyi yok - demenin bile) anlamı yoktur. Söylemin mutlak şimdisinde, özneleşme ve özneliğin-yok-edilişi her noktada çakışır; hem canlı-kanlı birey hem de sözcelemenin öznesi büsbütün sessiz kalır. Bunu, konuşan birey değil dildir diyerek ifade etmek de mümkündür"
Kampta bir tutsağı hayatta kalmaya itebilecek nedenlerden biri de tanık olma düşüncesidir. “Başıma ne gelirse gelsin, şuna kesinlikle karar verdim, kendi hayatıma kendim son vermeyecektim... çünkü tanık olabilirdim ve bunu engellemek istemiyordum.”
Kurbanların cellat, cellatların kurban olduğu o gri bölgedir. Hayatta kalanlar her şeyden önce bunda hemfikir:
“Hiçbir grup diğerinden daha çok insan değildi.”
“Kurban da cellat da aynı derecede sefildir; kamplardan alınan
ders, sefillik kardeşliğidir.”