Auschwitz'den Diyarbakır'a 5 No'lu Cezaevi

İrfan Babaoğlu

Auschwitz'den Diyarbakır'a 5 No'lu Cezaevi Posts

You can find Auschwitz'den Diyarbakır'a 5 No'lu Cezaevi books, Auschwitz'den Diyarbakır'a 5 No'lu Cezaevi quotes and quotes, Auschwitz'den Diyarbakır'a 5 No'lu Cezaevi authors, Auschwitz'den Diyarbakır'a 5 No'lu Cezaevi reviews and reviews on 1000Kitap.
12 Eylül sonrası Türkiye'nin her tarafında işkence vardı. Bu işkence merkezlerinde üç tanesi öne çıkar. Diyarbakır, Mamak ve Metris askeri cezaevleri. Ama Diyarbakır cezaevinde bir halkı ezmek, onun ulusal, insani, kültürel özellikleri bir bütün olarak hedef alın- dığından tüm bu cezaevlerinden ayrılıyordu. Diyarbakır cezaevindeki uygulamalar ancak bir toplama kampı, eskilerin deyimi ile temerküz kampı olara ele alınabilirdi. Biz de bu kitapta bu benzerlikleri göstermeye çalıştık
Sayfa 276Kitabı okudu
-İstanbul Ümraniye Kısıklı mevkiinde bir halk otobüsü içinde seyahat eden Binbaşı Esat Oktay Yıldıran uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Haberin ayrıntısı önemli değildi. Heyecanlı bir maçta gol bekleyen seyircinin birden haykırması gibi bir sevinç patlaması yaşandı o anda tüm tutuklularda. Gün 22 Ekim 1988'di. Herkes birbirine haber verdi
Sayfa 238Kitabı okudu
Reklam
Bu hareketin tartışılan önemli bir boyutu da 5 Nolu cezaevinde yaşanan vahşetti. Her 12 Eylül askeri cunta harekatının yıldönümünde dile gelen "5 Nolu'da, Diyarbakır askeri cezaevinde yapılan insanlık dışı işkenceler dağa gidişleri hızlandırdı ve bu işkencelerin intikamını almak isteyen Kürt gençleri buradan çıktıktan sonra dağa gittiler" söylemidir. Yani siz 5 Nolu'yu yaratırsanız, karşılığında dağa çıkmış gençleri bulursunuz diye bir tartışma dillendirilir.
Sayfa 221Kitabı okudu
Biz kadınlar yaşamın hiç bir alanında erkeklerle eşit haklara sahip olmazken, Diyarbekir zindanında her anlamda eşitliğe sahiptik. İşkencede, hücrede, tekmilde, askeri eğitimde, sürünmede, şınav çekmede ve diğer ne varsa!. Yani erkek koğuşlarında uygulanan bütün işkenceler biz kadınlar için de geçerliydi. Hatta fazlası var, eksiği yoktu. İki kisinin yan yana gelip bir laf etmesi kesinlikle yasaktı. 25 kişilik koğuşta 75 kişi kalıyorduk. Tek ranzada ikişer kişi ranzalarda, geri kalanlar tek battaniye ile yerlerde ranzaların arasında yatıyorduk. Altı gözetleme deliğinden yirmi dört saat gözleniyorduk.
Sayfa 205Kitabı okudu
Üç yıldır bilinçlere vurulan bend patladı. Herkes birbirini bir şeyler yapmaya teşvik ediyor. Herkes birbirinin isyanından güç alıyor. Herkes eline ne geçirdiyse demir kapılara, parmaklıklara vuruyor. Metal boş karavanalar zangır zangır titriyor tutsakların elinde. Kirk koğuşta 3 binden fazla insan ayakta. Ölü sessizliği dağıldı. Saatlerce sürdü bu ayaklanış. Kim ne diyor anlaşılmıyor. Sadece üç yıllık birikmiş bir öfke var, o öfke bir volkan gibi patlamıştı. Camlar kırılıyor. Esat Oktay'ın işkencehanesi, Kenan Ev- ren'in Kürtler ve tüm muhalifler için özenle hazırladığı bu toplama kampı, yani bizim Auschwitz (Oçwiz), bizim Trebilenka, bizim Dachau (Daça), bizim Haydari Kampı seslerden sarsılıyor.
Sayfa 191Kitabı okudu
Kemal Pir hastaneye kaldırılır. Kemal Pir'den sonra Hayri, Akif Yılmaz, Ali Çiçek de hastaneye kaldırılır. Kemal eylemin 57. gününde yaşamını kaybeder. İzleyen günlerde de iki üç gün arayla Hayri, Akif ve Ali de yaşamını yitiriyor.
Sayfa 163Kitabı okudu
Reklam
O. Miroğlu: *Göz bağlarımızı burada çözüyorlar. Koğuşların koridorlara bakan gözetleme mazgallarından aralıksız marş sesleri yükseliyor. Binlerce kişi, bir ağızdan ama farklı marşlar söylüyor. Hiç durmuyor, bir marş bitince bir diğerine başlıyorlar. Artık her şey emirle. Durmak, yürümek, öksürmek ve kaşınmak, her şey emir-komutayla. Kısa süren bir sessizlik anından sonra grubumuz yeni bir komutla harekete geçiyor. 'Koğuşşş! Yerinde sayyy*
Sayfa 143Kitabı okudu
16'yı 17' ye bağlayan gece nöbet geceleridir. İnisiyatif onlarda. Öyle ayarlamışlar. Ve 18 Mayısa bir gün kala Dörtler, yani Ferhat Kurtay, Necmi Öner, Eşref Anyık ve Mahmut Zengin bir tarihi eylemi gerçekleştirirler. Koğuşta 140'ı aşkın tutsak ölüm uykusunda iken bir anda Dörtlerin yanan bedenlerinden yükselen slogan sesleri ile uyanırlar. İlk yaptıkları şey su su dökmek olur. Eylemciler "su dökmeyin, su dökmeyin" diye bağırırlar.
Sayfa 131Kitabı okudu
Bunu tüm benliği ile hisseden, direnişe giden yolun böylesi bir ta. Ve tarihsel adımdan geçtiğini o büyük öngörüsü ile sezen Mazlum Doğan 21 Mart gecesi sembolik olarak üç kibrit çöpü yakarak Kürt halkının Newroz'unu kutlar. Ve belki o an birkaç söz söylemeden, arkadaşlarına birkaç satırlık yazı bırakmadan hücrenin arka kısmında, ancak iki büklüm olarak girilebilen tuvalet bölümünde kendini duvardaki su borusu veya su vanasına asmak sureti ile yaşamına son verir.
Sayfa 114Kitabı okudu
Koğuş içinde sistemli bir eğitim sunan bu korsanlar kendi belledikleri resmi Türk tarihini, Osmanlı tarihini çocukların taze beynine enjekte ettiler. Bununla da kalmayıp çocukların inançlarına da müdahale ederek hepsini Türk, Müslüman, Sunni bir fikir eğitiminden geçirdiler. Dini inancı, yetiştiği gelenek ve göreneklerine bakmaksızın tüm çocuklar için beş vakit namaz kılmak zorunlu idi. Oruç tutmak vb. gibi dinin ve tarikatın gerekleri ne ise çocuklara yaptırılırdı. ... Ve sonuçta... Çoğu dinci- tarikatçı eğilime girdi. 90'lı yıllarda devrimci yurtseverlere karşı devletin özel savaş yürütücüleri tarafında kışkırtılan ve kullanılan Hizbullahçılar arasında bu "çocuk koğuşu eğitimi'nden geçen insanların da olduğu iddia edildi.
51 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.