Avrupa Birliği Yolunda Türkiye’ye Evet

Michel Rocard

Avrupa Birliği Yolunda Türkiye’ye Evet Hakkında

Avrupa Birliği Yolunda Türkiye’ye Evet konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
0/10
0 Kişi
4
Okunma
Beğeni
249
Görüntülenme

Hakkında

“İnanıyorum ki, Avrupa’nın kapılarını Türkiye’ye açmak ekonomik bakımdan akıllıca, stratejik bakımdan kaçınılmaz, kültürel bakımdan da ilerici bir harekettir.“ “Avrupa Birliği’ne kabul edilmiş Türkiye, örneğin, İslam’la diyalogun hem mümkün hem de verimli olduğunun kanıtı olabilir, hatta bu ilişkiden ortak bir uygarlık projesi de doğabilir.“ Fransa’da 1988-1991 yılları arasında görev yapan eski başbakanlardan Michel Rocard, Avrupa Birliği Yolunda / Türkiye’ye Evet adlı çalışmasında, AB’nin ve Türkiye’nin niçin birbirlerine muhtaç olduklarını anlatıyor. Samimiyetle kaleme alınan kitap, iki tarafın birbirini daha iyi anlamasına yardımcı olmayı hedefliyor. Avrupa Birliği Yolunda / Türkiye’ye Evet, “düşünce dizisi“ Cogito’da...
Çevirmen:
Olcay Kunal
Olcay Kunal
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 43 dk.Sayfa Sayısı: 96Basım Tarihi: Şubat 2009Yayınevi: Yapı Kredi YayınlarıOrijinal Adı: Oui à la Turquie
ISBN: 9789750815584Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Yazar Hakkında

Michel Rocard
Michel RocardYazar · 1 kitap
Michel Rocard Eski Fransa Başbakanı. Çocukluk ve ergenlik dönemini Protestan izci hareketi içinde geçirdikten sonra 1949’da Genç Sosyalistler hareketine katıldı. Cezayir’in Fransa’ya karşı yürüttüğü bağımsızlık savaşında Fransa’nın tutumunu şiddetle eleştiren muhalifler arasında yer aldı: 1957’de, 28 yaşındayken maliye müfettişi olarak gittiği Cezayir’de, Fransızların yaklaşık yarısı çocuk olmak üzere bir milyon Cezayirliyi gözaltı kamplarında topladığını rapor ederek büyük bir insanlık dramını gün ışığına çıkardı. 1960’ta muhalif sosyalistler ile komünistleri ve Hıristiyan solu tek çatı altında toplayan ve Yeni Sol fikirlerinin sözcüsü olacak Birleşik Sosyalist Partisi’nin (PSU) kurucuları arasında yer aldı. Sömürgecilik karşıtı bir politika benimseyen bu parti, toplumda ve iş hayatında yalnızca ücretlerin değil, erkin de paylaşılmasının önemini vurgulamış, ayrıca merkeziyetçilik karşıtı bir politika yürüterek –o dönemdeki belli başlı Fransız sol akımların tersine– devletin toplum üzerindeki nüfuzunun azaltılması ve sivil toplumun güçlenmesi için çalışmıştır. Bu parti daha sonra reformcu bir sosyalizmin gelişimine ev sahipliği yapmıştır. Rocard, Birleşik Sosyalist Partisi’nin bazı üyelerini de yanına alarak 1974’te Mitterrand’ın Sosyalist Partisi’ne katılmış ve fikirlerini, burada savunmayı sürdürmüştür. Rocardisme, ademi merkeziyetçiliğe, milliyetçilik karşıtlığına, piyasa ekonomisine ve “realist” bir ekonomi politiğe dayanır. Bu yaklaşım, 70’li yılların sonuna doğru Fransa’da büyük başarı kazanmıştır. Rocard, Mitterrand’ın 1988’deki ikinci Cumhurbaşkanlığı döneminde Başbakan olmuş ve 1991 yılına kadar bu görevi sürdürmüştür. Başbakanlık, kendisine, fikirlerini hayata geçirme imkânı tanımıştır: 1988’de Fransa’ya bağlı Yeni Kaledonya’da bağımsızlık yanlılarıyla karşıtları arasındaki çatışmalar iç savaşa doğru sürüklenirken, taraflara imzalattığı anlaşmayla Yeni Kaledonya’ya kendi kaderini tayin (self-determination) hakkının önünü açmış ve şiddetin sona ermesini sağlamıştır. Rocard, 1994’te Avrupa Parlamentosu’na seçildikten sonra 1995’teki Fransa Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmadı ve vaktinin büyük bölümünü Avrupa Birliği’ne ayırmaya başladı. 2009 yılının ocak ayında Avrupa Parlamentosu’ndaki görevinden ayrılan Rocard, görev süresince çeşitli komisyonlara başkanlık etmiş, özellikle yeni teknolojiler ve lisanslama alanlarında, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne adaylığı lehinde ve Ortadoğu’da barışın tesisi için yaptığı çalışmalarla adından söz ettirmiştir.