Çok göresim geldi Binboğa seni
Ne hoş olur baharınan yazınan
Dirgen Dağı Koç Dağı'nın dengidir
Ördeklerin çağrışırdı kazınan
Ne kara yazılmış alnıma yazı
Varsak da aşiret tanımaz bizi
Sarız'dan aşağı Yalak'ın düzü
Sağmalların yayılırdı yozunan
Kuru Çay'dan Delice'ye aşalım
Çapanoğlu eteğine düşelim
Elbistanlı kızı helallaşalım
Çok emeğin yediyidim tuzunan
Dadaloğlu'm der de bu nasıl haldir
Seneler sayılmaz kaç tane bıldır
Ayını bilmiyom tam dokuz yıldır
Puşt Osmanlı duralaştı biziynen
1865'te Fırka'ı Islahiye Ordusu marifetiyle yapılan Sis (Kozan) zorunlu iskan ve sürgününde kendisi yakalanıp Payas Kalesi'nde hapsedilen Dadaloğlu, kanat yaptığı bir hasırla kale burçlarından atlayarak kurtulur ve Bozok'a sürgün edilen aşiretine doğru yola çıkar...
Binboğalar civarında onu gören bir kadının kendisini ihbar etmesinden kaygılansa da, kaygısı boşa çıkar ve alır sazı eline Binboğa'nın eteğinde bunları söyler.