Ay Işığı Sokağı

Stefan Zweig

Newest Ay Işığı Sokağı Quotes

You can find Newest Ay Işığı Sokağı quotes, newest Ay Işığı Sokağı book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Reklam
Bulanlar Arayanlardır
Bir adam kendini bulduysa, dünyada kaybedeceği hiçbir şey yoktur. Ve bir kez içindeki insaniyeti anladığında bütün insanlığı anlayacaktır.,
devam ediyor hayat..
..Ve her pencerenin ardında bir alınyazısının beklediğini, her kapının bir yaşantıya açıldığını hissettim yine..,
Sessizlik Bir yalandı çünkü tüm dünyanın birikmiş pisliğini örtüyordu..
İnsanlar beni anlamıyorlar, bende onları anlamıyorum.
Reklam
Mutlu olup olmadığını kimse bilmiyordu, belki kendi bile bilmiyordu..
Bu duruma bilmeden neden olan Baron, gözü ondan başkasını görmeyen bu kadının tuhaf değişimini en az fark eden kişiydi; öyle ya, kim dönüp kendi gölgesine bakardı ki? Gölgesinin sadakatle sürünerek ve sessizce adımlarının arkasından geldiğini hissederdi insan, bazen bilincine varmadığı bir dilek gibi önünden acele ettiğini de bilirdi, ama gölgenin parodi yaparcasına aldığı biçimleri gözlemlemeye ve bu çarpıtılmış şekillerin içinden kendi varlığını seçmeye çalışması çok nadirdi.
Sayfa 34 - LeporellaKitabı okuyor
'Hala karın olmamı istiyor musun, bu halde de mi?'... Elini tuttum... Titriyor, ama konuşmuyordu. Ama her şeyin yoluna girdiğini hissediyordum... Bayını, nasıl mutluydum! Çevresinde çocuklar gibi zıpladım, onu odaya soktuktan sonra ayaklarına kapandım... Aptalca şeyler söylemiş olmalıyım... çünkü gözünde yaşlarla gülümsedi ve beni okşadı... ürkek Ürkek tabii... ama, bayım... bilseniz bana nasıl iyi geldi... yüreğim eridi.
"O çok iyi biriydi," dedi, "bana karşı da... Onu sefaletten kurtardığım için bana minnettardı... onun minnettar olduğunu ben de biliyordum... ama... ben... ben bunu duymak istiyordum... sürekli... sürekli... onun minnetini duymak bana iyi geliyordu... bayım, hissetmek, birinden daha iyi olduğumu hissetmek tarifsiz iyi geliyordu... hele aslında daha kötü biri olduğunu biliyorsa insan... onun minnetini sürekli duyabilmek için bütün paramı feda edebilirdim... o çok gururluydu ve benim o minneti duymayı talep ettiğimi anlayınca gitgide daha az dile getirir olmuştu... Bu yüzden... sırf bu yüzden bayım, onu hep yalvartıyordum... hiçbir şeyi kendiliğimden vermiyordum... her elbise, her kurdele için gelip yalvarması ruhumu okşuyordu... üç yıl boyunca böyle eziyet ettim ona, dozunu artırarak... ama bayım, onu çok sevdiğim için yapıyordum bunu... Gururuna bayılıyordum, ama bu gururu ezmeyi seviyordum, ah deliydim ben ve ne zaman bir şey istese, kızardım... ama aslında kızmıyordum, bayım... onu aşağılayabilmek için yakaladığım her fırsattan mutlu oluyordum, çünkü... çünkü onu ne çok sevdiğimi bilmiyordum..."
Reklam
Sokak yine sessizliğe gömülmüştü, solgun mehtabın puslu ışığında birkaç pencere belli belirsiz ışıldıyordu. Durdum ve bu sessizliği soluğumla içime çektim, tuhaf gelmişti bana, çünkü ardında sır, şehvet ve tehlikenin uğultusu vardı. Bu sessizliğin sahte olduğunu ve bu sokağın kasvet dolu pususunun ardında dünyanın kokuşmuşluğuna dair bir şeyin yanıp söndüğünü açıkça duyumsuyordum. Ama öylece durdum, ilerlemedim ve boşluğa kulak verdim. Artık ne kenti ne sokağı hissediyordum, ne sokağın adını ne de kendi adımı; burada yabancı olduğumu, tanımadığım bir yerde her şeyden müthiş bir biçimde arınmış olarak durduğumu duyumsuyordum yalnızca; hiçbir amacım, mesajım, bağlantım olmadığı halde çevremdeki hüzünlü yaşamı derimin altından akan kanım kadar yoğun algılıyordum. Hiçbir şeyin benim için gerçekleşmediği, ama yine de her şeyin bana dahil olduğu duygusunu taşıyordum yalnızca; ilgisiz kalsam da, çok derin ve çok gerçek şeyler tadıyor olmak müthiş mutluluk veren bir duyguydu, ruhumun en canlı kaynağını oluşturur, tanımadığım yerlerde şehvet gibi üstüme çökerdi.
Denizciler burada karşılaştıklarında birbirlerine bakıp sırıtıyorlar, donuk bakışları onca vaatten parlıyor, çünkü burada her şey var; kadın ve kumar, içki ve gösteri, kirli ve büyük macera. Ancak bütün bunlar ikiyüzlülükle indirilmiş panjurların ardında çekinerek ama yine de kalleşçe örtülüyor, her şey yalnızca içeride kalıyor ve bu sözüm ona içedönüklük, gizlilik ve kolay ulaşılabilirlikten oluşan çifte baştan çıkarıcılıkla kışkırtıyor. Bu sokaklar Hamburg'da da, Kolombo'da, Havana'da da aynıdır; yine çeşitli yerlerdeki geniş lüks bulvarlar da böyledir, çünkü yaşamın zirvesi de dibi de aynı biçimdedir. Bu medeniyetten uzak sokaklar, dürtülerin hala dizginlenmeden vahşice dışa vurulduğu, bedensel hazların kuralsız yaşandığı bir dünyanın son fantastik kalıntılarıdır, ihtirasların karanlık balta ormanlarıdır ve tümüyle dürtüleriyle davranan hayvaiılarla doludur; açığa vurduklarıyla tahrik eder, gizledikleriyle kışkırtırlar. Düş kurdururlar insana.
Kaybedilmiş bir şey uğruna mücadele verdiğini biliyordu, ama bir bildiği daha vardı, içinde bastırılmış duygular adına tutuşmuş ne varsa dile getirilmeliydi.
Ben ise sadece kitaplarla başbaşa kalacağım, gezintiler yapacağım, hayaller kuracağım, rahatsız edilmeden uzun uzun uyuyacağım bir dinlenceyi yaşamak istiyordum.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.