Ayak Oyunlarından Akıl Oyunlarına Futbol

Ali Ece

Ayak Oyunlarından Akıl Oyunlarına Futbol Gönderileri

Ayak Oyunlarından Akıl Oyunlarına Futbol kitaplarını, Ayak Oyunlarından Akıl Oyunlarına Futbol sözleri ve alıntılarını, Ayak Oyunlarından Akıl Oyunlarına Futbol yazarlarını, Ayak Oyunlarından Akıl Oyunlarına Futbol yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
·
Puan vermedi
Futbolun topun peşinden koşmak değil, aynı zamanda toplumun, ekonominin, kültürün ve medyanın da futbol ile nasıl iç içe olduğunu gözler önüne seriyor. Duygusallıktan ve taraftarlıktan sakınarak futbolun çeşitli boyutlarını ele alıyor. Kitap ayrıca, futbolun ekonomik gerçeklerini de masaya yatırıyor. Futbolun pazarlama taktikleriyle nasıl algı oluşturduğunu da anlatıyor. Yani aslında futbol sadece "üç direk arasına sıkışmış 22 kişi" değilmiş. Arka planda neler dönüyormuş, öğrenince şaşıracaksınız. Futbolu daha geniş bir açıdan kavrarken aynı zamanda keyif almak istiyorsanız, bu kitap işte tam size göre. Kim bilir, belki de futbol sevginiz daha da büyüyüp, saha içi dışı her şeyiyle renklenebilir.
Ayak Oyunlarından Akıl Oyunlarına Futbol
Ayak Oyunlarından Akıl Oyunlarına FutbolAli Ece · Profil Yayıncılık · 2016131 okunma
192 syf.
8/10 puan verdi
Ali Ece'nin Entelektüelitesi
Ali Ece'nin futbol, hatta geniş manada spor felsefesini yansıtan, eğlence dozu yüksek, akıcılığı ve sürükleyiciliği ulvi, akıl dolu harika ötesi kitabı
Ayak Oyunlarından Akıl Oyunlarına Futbol
Ayak Oyunlarından Akıl Oyunlarına FutbolAli Ece · Profil Yayıncılık · 2016131 okunma
Reklam
Napoli'ye transfer olduktan sonra takımı uzun süre tek başına sırtında Taşıyan Maradona, kulüp başkanı ile yaptığı bir toplantıda "kimi transfer edelim istersin, takımın en büyük sorunu ne"? sorusuna "Paul Mcgrath'ı istiyorum, hem de çok istiyorum, çünkü geride oyun kurmamız gerek. Sıkışınca her topu kalecimize geri atıp tekrar degajla ileri atmasını beklemekten vazgeçmemiz lazım. Benim boyum 1.65 ama top tekniğim 1.90!" cevabını verdi.
Löw: "2005'te Klinsmann ile beraber çalışmaya başladığımızda milli takımda oyuncularımızın topu kontrol etme ve pas vermesi arasında geçen ortalama süre 2,8 saniyeydi. Çok fazla yatay oynuyorduk ve yavaş kalıyorduk. Euro 2008'de finale çıkarken Bu süre ortalama 1,8 saniye olmuştu. 2010 Dünya Kupası'nda ise 1,1 saniye işte 2010 yazında İngiltere ve Arjantin karşısında aldığımız 4 gollü galibiyetlerin Sırrı burada yatıyor. Bu maçlarda Bazen bu süreyi 1 saniyenin bile altına düşürmüştük! 2010 yılında sadece İspanya bu dalda bizden daha iyiydi ki o yaz Dünya Kupası'nda İspanya kazandı!"
Ragnick'in en değerli tespiti şu olmuştur: "iki temel öğe" Topun sizde olması ve topun rakipte olmasından daha belirleyici olan, bu ikisi arasındaki geçişlerdir. "savunmadan hücuma, hücümdan savumaya geçiş" çünkü futbol artık çok daha hızlı oynanıyor. Gerçekten de artık en fazla gol atma şansına Sahip olduğunuz süre, topu rakipten kaptığınızdan sonraki 10 saniyedir! topu rakipten kapma ihtimalinizin en yüksek olduğu süre ise topu rakibe kaptırdığınızdan sonraki 8 saniyedir!
Hovarda yayıncı batınca futbol düzliğe çıktı?
II. Dünya Savaşı bittiğinden beri bu kadar büyük ölçekli iflas eden ilk Alman şirketi Kirch oldu. " 10 milyon Türk'ün yaşadığı Almanya'nın benzer bir versiyonu muyuz?" Diye sormadan edemiyorsunuz. Uzun lafın kısası Türkiye'deki "Yayıncı kuruluş olmasa ülke futbolu batar" teorisinin tam tersine Almanya futbol Kirch'in iflası ile adeta en başarılı dönemine başladı. Burada kesinlikle "Türkiye'deki yayıncı kuruluş batsın Türk futbolu hemen düzlüğe çıkar" demek istemiyorum, Böyle de düşünmüyorum, çünkü bizdeki durum Almanya'daki kadar saf mantık üstüne kurulu değil, arapsaçından bile daha karmaşık. Türkiye'de halen en üst kümeyi de devlet finanse ediyor, devlet liglere sponsor oluyor, sonra serbest piyasa denilip pazarlamadan bahsediliyor yani mantıda bile daha çok mantık var!
Reklam
81 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.