"Şöyle dile geldi hüzne bulanmış sesiyle:
Talih yüzüme gülmedi şu dünyada dostum.
Nereye mi gidiyorum? Dağlara çıkıyorum,
Huzur gerek çünkü yapayalnız yüreğime."
"(...) yavan bilgelik bir kenara attığı fantastik olanı yeniden üretir; bu, varolanı misilleme yoluyla durmaksızın tekrar var eden yazgının kabulüdür. Farklı olanlar aynı kılınır. Eleştiriye dayanarak olası deneyimlerin sınırlarını çizen hüküm budur işte. Her şeyin her şeyle özdeş olmasının bedeli hiçbir şeyin kendiyle özdeş olamamasıyla
"Günümüzde kültür ile eğlencenin kaynaşması yalnızca kültürün alçaltılmasıyla değil, eğlencenin zorla entelektüelleştirilmesiyle de gerçekleşir. Bu, insanın eğlenceyi artık yalnızca suret olarak, yani sinema çekimleri ya da radyo kaydı biçimlerinde tatmasından belli olur. Liberal yayılma çağında eğlence geleceğe duyulan sarsılmaz inançla, yani her şeyin aynı kalacağı, ama yine de daha iyi olacağı inancıyla besleniyordu. Bugün bu inanç bir kez daha entelektüelleştirilmiş ve öyle saf bir hale gelmiştir ki, hedeflerinin tümünü gözden yitirmiştir ve artık gerçekliğin ötesine yansıtılan altın bir zeminden başka bir şey değildir."
Sayfa 191 - Kabalcı Yayınları, Çevirmenler: Nihat Ülner - Elif Öztarhan Karadoğan, Birinci Basım: Şubat 2014Kitabı okudu